isviçre’deki aşırı sağcı svp(isviçre halk partisi)'nin aleyhinde kampanya yürüttüğü ve referandumla geçmesine neden olduğu minare yasağıyla bağlantılı, minarelerin füze gibi gösterildiği posterler; geçen hafta aldığım ve okumaya başladığım sunay akın'ın ay hırsızıkitabındaki "minarelerin dilinden anlamak" adlı hikayeyi aklıma getirdi. "sultanahmet camii'ni ne zaman görsem, gökyüzüne uzay araçlarını gönderen bir üs gelir aklıma... görkemli caminin kubbesi bir rasathaneyi, minareleri de füzeleri anımsatır bana... şerefelerin aralarındaki mesafe, gökyüzüne yükseldikçe boşalan ve ağırlık yapmasın diye atılan yakıt tankları gibi görünür gözüme... uygarlık tarihinde, ay'a giden roketlerin görünümüne bir minareden daha çok benzeyen hangi yapı vardır ki?"
diye soruyor. ve şöyle bağlıyor:
"sultanahmet camii'ni uzaya roket gönderen bir üsse benzetmemin nedeni belki de 1. ahmet'in, caminin mihrap duvarına kabe'den getirttiği üç parça hacer-i esved taşı koydurttuğunu bilmemdir. söz konusu taş, hz. ibrahim'in kabe'yi tamir ederken de kullandığı, uzaydan dünyaya düşmüş bir göktaşıdır!.."