bir gece vakti, hangi mevsimin geldiği bağırarak söylenir sokaklarda? bilmece gibi oldu sanırım. kış tabii ki...
"bozaaa" diye bağırarak geçen adamın sesi soğuktan perdelerini, camlarını, kapılarını dış dünyaya sımsıkı kapamış evlerin içine sızmaya çalışır sanki.
yıllarca "sıcak içilen bir içecek" diye bildiğim bozayla tanışmam üniversitedeki ilk yılımda, ankara akman pastanesi'nde olmuştu. önüme konan bardağa baktığımda pek çaktırmamaya çalışmıştım şaşkınlığımı ama gerçek önümde "buz" gibi durmaktaydı. ilk şoku atlattıktan sonra içmek için hamle yaptım. bu çok yoğun, tarçınlı içeceğin tadı fena değildi, hatta güzeldi .
ama dibinde kalanı içmek ne mümkündü? saatlerce bardağı kafama diksem bile hiç gelmemeye niyetliydi sanki. o zamanlar karizma diye bir sözcük yoktu dağarcığımızda dolayısıyla pek bir çizik bırakmamıştı o halim çevrede.