memleketimde iktidarı-muhalefeti; askeri-polisi; hakimi-savcısı; teröristi ve tabii ki medyası önüne gelene ayar vermeye kalkıyor. biz faniler ise bu toz duman altında olanı biteni, neyin gerçek neyin yalan olduğunu anlamaya çalışıyor; körler misali fili tanımlamaya çabalıyoruz.
şu bir haftada olan bitene bakmak bile durumu anlamak için yeterli. asker intiharları, suikast iddiaları, tutuklanan istihbaratçılar-askerler-emniyet görevlileri...
neler oluyor bilen yok; anlayan varsa da beri gelsin.
sinek küçük falan değil, yaşadığım da mide bulantısı değil. can yücel'in dediği gibi "kendimi intihar edeceğim bir gün."
arada matrak şeyler de olmasa çekilir dert değil:
kurban bayramında vekaletle kesim yapacağını söyleyerek "mehmetçik vakfı" adıyla laikleri, "deniz feneri" adıyla mütedeyyinleri aynı anda kerizleyen şirket yalnız bu memlekete ait bir ironidir sanırım.