ofisin camından dışarı ne zaman baksam kelebeklerin uçuştuğunu görüyorum bu sabah. öğlen yemek için dışarıya çıktığımızda gittiğimiz yerde de uçuşup durduklarını görünce kozalarından firar ettiklerini anladım.
aklıma ilk gelen arkadaşımın gönderdiği bir anektod oldu.
"1995 temmuz’unda, yani yugoslavya iç savaşının şiddetle sürdüğü günlerde, birleşmiş milletler güvenlik bölgesi olmasına rağmen, srebrenica’da büyük bir katliam olur. sırplar 8 binden fazla insanı katleder. toplu mezarların nasıl bulunduğu ise bir o kadar trajiktir. toplu mezarların olduğu noktalarda toprağın kimyası değişip farklı bir bitki türü gelişiyormuş. o bitkinin kokusu, mavi kelebekleri kendine çekiyormuş ve mavi kelebekler izlenerek toplu mezarlar bulunuyormuş."
sonra da "tırtılın kaderi kelebek olmak ve güzel ölmekmiş" sözünü hatırladım.
az önce kelebeklerin uçuşup durduğu yerde şimdi serçeler dolanıp duruyor.