«söz vermiştim kendi kendime: yazı bile yazmayacaktım. yazı yazmak da, bir hırstan başka neydi? burada namuslu insanlar arasında sâkin, ölümü bekleyecektim; hırs, hiddet neme gerekti? yapamadım, koştum tütüncüye, kalem kâğıt aldım. oturdum. ada’nın tenha yollarında gezerken canım sıkılırsa küçük değnekler yontmak için cebimde taşıdığım çakımı çıkardım. kalemi yonttum. yonttuktan sonra tuttum öptüm. yazmasam deli olacaktım.»
diye yazmış sait faik “haritada bir nokta” hikayesinde.
“manzaradan parçalar”ı alıp bir solukta 40-50 sayfa okuyunca “okumasaydım deli olacaktım” dedim ben de. sanki okumuyorum da yanıbaşımda oturmuş tatlı tatlı sohbetini dinliyorum orhan pamuk’un.
bitmesin diye sayfaları ağır ağır çevirmekle, okumanın şehvetine kapılıp hemen bitirmek arasında kaldım.