evlilikse mevzu geleceğe umutla bakmak lazım, hele bir de iflah olmaz bir iyimsersen. mutluluk katmerlenecek, umutlar filizlenecek.
itirazı olan varsa ya şimdi konuşsun ya da ebediyete kadar sussun diyen rahibi dinleyeceğim sanırım.
hazır daha yemin edilmemiş, "iyi günde, kötü günde, hastalıkta, sağlıkta; her zaman, her yerde birbirimizi seveceğimize ve koruyacağımıza söz veriyoruz" denilmemişken ve ata binen gelin ya nasip demişken.
sussam gönül razı değil, söylesem yok hükmünde parça tesirli cümleler geçiyor aklımdan.
klasik bir aşk hikayesi değil bu. oğlan kıza baktı, kız oğlana baktı, aşk ateşi yüreklerini yaktı şeklinde akıp giden bir romans olmadı ki hiç. birlikte olmaya karar verişleri, sürreel bir tabloydu sanki; evlilik sözleşmesi de çerçevesi. atılan ilk imzalar nikah defterine değil, evlilik sözleşmesineydi. acil durum planları, yangında ilk kurtarılacaklar, olay yerini terk ederken en önce feda edilecekler...
davetiyeler üzerine “sayın ….” diye başlayarak atılan her yeni manşet, gelen haberle çoktan eskiyordu sonra...
sussam gönül razı değil, söylesem yok hükmünde.