daha o kadar popüler olmamıştı, en azından ortalık yıkılmıyordu. mal bulmuş mağribi gibi, melodisini ve danslarını seveceklerini düşünerek büyük bir heves ve heyecanla izlettirdiğimde naz, ıska geçerek dudak büktü, ablasına göre pozisyon alan eda göğsünde yumuşatıp "eh işte" diyerek gelişine vurdu. gollük pas vermiştim ama topu almak için felix'i uzaya göndermek zorunda kalmıştım sırf bu yüzden.
iki hafta sonra sanki bunlar hiç yaşanmamış gibi annelerine okulda nasıl "gangnam style" dans ettiklerini ballandıra ballandıra anlattıklarını duyunca eksenim yerinden hafif bir dingildedi. sitemle karışık "düdük makarnaları, ne değişti de bir anda sever oldunuz?" diye sordum. omuzlarını silkip, arkalarını dönüp odalarına yollandılar cevabını bildiğim soruyla beni başbaşa bırakarak:
büyüyorlardı. babam her şeyi biliyordan, babamın da pek fazla bir şey bildiği söylenemeze geçmişlerdi aslında...