erkeklerin ağzından erkeklik hallerini anlatmış yekta kopan.
er kişi niyetine toplanıp içilen masalar; oğullarına sadece dertlerini miras bırakan babalar; erkek adamın hüznünü yutması gerektiğine inanan arkadaşlar; hızla utanç kırmızısına bürünen bir neslin oğlan çocukları; kargalar arasında bir albino karga olan adamlar; hayatlarının baharında, sorguya alınarak, işkenceye çekilip öldürülerek kendisinden koparılan öğrencilerinin yasını tutan, ruhu dikenli tel olup ayaklarına dolanmış, içindeki şiir katledilmiş bir öğretmen; hayatını, değil istediği gibi, yaşadığı gibi bile yazamayan bir amcaoğlu...
sanki günlerce arılarla ve otlarla konuşmuş bir şerbetçi gibi okuyanın ağzına birer kaşık macun verip huzur veren öyküler bunlar.
hepsini çok sevdim. mektupların hayat verdiği öğretmen, iki şiirin arasında, bir sarı yolculuk çarptı beni. ama en çok şarkılar seni söyler'e tutuldum.
son söz: hayır dualarımızı almak için kuşluk vaktine kadar bekletme bizi yoksa çok geç olur.