top of page
Ara
Yazarın fotoğrafıAli Orhan Yalcinkaya

sarı kahkaha


ön kapağına bu kadar illet olmama rağmen kriz öyküsündeki çocuğun, ‘risk nedir?’ sorusuna “ishalken bile osurmayı göze almaktır” cevabı gibi riske girip çekip almıştım raftan.

iyi ki almışım, çok iyi bir bir yazarı tanımama vesile oldu.

her sözcüğün özenle seçildiği, ilmek ilmek birbirine bağlandığı, şiir gibi bir hikaye kitabı. yenenin değil, yenilenin; simurg’un değil; dönenin, kalanın, yorulup düşenin, o kaf dağı’na varmayanın hikayeleri bunlar.

okurken, bir keder gelip çörekleniyor ciğerinize ama işte tam o anlarda, bir sarı kahkaha patlatıveriyorsunuz.

ne mi sarı kahkaha?

bütün yas evlerinde olurmuş, herkes gider, geriye çekirdek aile kalırmış. ölenin ardından konuşmanın vaktiymiş artık başlayan. kimi zaman komik bir anı, kimi zaman ölenin anlattığı bir fıkra, bazı bazı yaptığı şakalar, en sevdiği film, hep unuttuğu o şarkı, beleş tepede izlenen o maç, olur olmaz sızdığı uyku ve daha neler neler anlatıldıkça yas evinde kahkaha tufanı koparmış. kahkahalar gitgide kolaylanır, bir sese, bir işarete bakarmış herkes katıla katıla gülmek için. evin önünden biri geçse o ara, yemin billah edebilirmiş o evin yas evi olmadığına.

sonra geride yine keder kalıyor.

"oğul dönüp babasına, "yoksulluk kaç gün sürer baba?" diyor.

baba "kırk gün, oğul" diyor.

çocuk bu sefer de "peki kırk gün sonra zengin olur muyuz baba?" diyor.

baba "yok oğul, alışırız" diyor."

son söz: “kaç kere dediydim ben sana: uyanma, üzüyor seni dünya.”


37 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör
bottom of page