"Şampuana ayrı saç kremine ayrı zaman mı, ayrı ayrı kullanmak mı? Benim istediğim saçımı zahmetsizce yıkayıp çıkmak. Şimdi Rejoice ile bu mümkün. Şampuan ve mükemmel saç kremi bir arada. Yıkıyorum, çıkıyorum."
Eminim hatırlamışsınızdır bu reklamı. Türkiye pazarına “şampuan artı saç kremi” şeklinde giren ilk ürün olan Rejoice’un Türkçe karşılığı ise büyük bir mutluluk hissetmek ya da göstermek.
Bu girişi yapmamın nedeni, sanki İngiltere hiç “Oyluyorum ve çıkıyorum” dememiş gibi piyasalarda yaşanan büyük mutluluk ve coşku.
Peki n’oldu da böyle oldu?
İngiltere’de görevinden istifa eden Başbakan David Cameron’ın yerine aynı zamanda İçişleri Bakanı olan ve AB ile uzlaşma yanlısı Theresa May’in geleceğinin kesinleşmesi; İtalyan Başbakanı Renzi’nin İtalyan Bankacılık sisteminin sermayelendirilmesine ilişkin AB ile anlaşmanın olası olduğunu açıklaması; Japonya’da senato seçimlerini kazanan ve anayasa değişikliğinin temel koşulunu elde eden Başbakan Abe’nin lideri olduğu iktidardaki Liberal Demokrat Partinin zaferi ve son olarak Japonya Merkez Bankası’nın (BOJ) 29 Temmuz’daki toplantısında yaklaşık 100 milyar dolarlık altyapı yatırımlarını içeren mali genişleme paketini açıklayacağına dair beklenti. Aslında BOJ’dan beklenen adım yukarıdaki sorunun da cevabı aynı zamanda:
Likidite fazlası.
Yani Merkez Bankaları para pompalamaya devam ediyor. Bu da varlık fiyatlarını şişiriyor.
Ama daha öncekilerden farklı bir tabloyla karşı karşıyayız. Klasik portföy teorisinde hisse senetleri düşerken, portföyde yer alan tahviller (siz bunu faiz diye okuyun) portföyünün getirisini, oynaklığını makul düzeylerde tutmanıza yardımcı olan bir “hedge-korunma” unsurudur.
Peki öyle mi diye soracak olursanız, şu anda tahvil ve hisse senedi birbirine karışmış durumda.
Getiri için yüksek temettülü hisse senedi, alım satım kazancı için tahvil tercih ediliyor artık!
Hal böyle olunca negatif faizli tahviller dışında alacak bir şey bulamayan küresel fonlar da rotayı gelişmekte olan ülkelere çevirmiş durumda. Uluslararası portföy yatırımlarının fon akımlarını izleyen EPFR verilerine göre, 6 Temmuz’da biten haftada Gelişmekte Olan Piyasa (GOP) tahvil fonlarına 3,2 milyar dolarlık rekor giriş gerçekleşmiş bulunmakta.
Neden? Çünkü GOP tahvillerinde daha yüksek bir getiri söz konusu.
İşte tam bu noktada Türkiye’nin durumu nedir diye baktığımızda ise hükümetin jeopolitik riskleri azaltan dış politika adımları pozitif ayrışmamıza neden olacak gibi görünmekte.
Öyleyse müzik bitene kadar dans etmeye devam.