Kazandığım ilk paranın sıcaklığını ve güvenini cebimde hissederek anne ve babamla gittiğimiz yemekte, ödeme yapmak için hamle yaptığımda “hiç eline cebine sokma” diye ayar yemiştim babamdan. Niye ya, diye söylenecek olduğumda, “Konya’da gazoz kapağı ile ödeme yapıyoruz biz” demişti.
***
Bitcoin ile beraber blockchain diye yeni bir terimle daha tanıştık. Dünya Ekonomik Forumu (WEF), blockchain’in geleceğin finansal servislerinin temelini oluşturacağına dair bir rapor yayınladı, TED Talks’a konu oldu.
Nedir diye bakacak olursak, aslında şifrelenmiş işlem takibi sağlayan bir veri tabanı sistemi. Teknolojisi, bir merkeze bağlı olmadan işlem yapmaya izin veriyor. Böylece işlemler direkt olarak alıcı ile satıcı arasında ve güvenli bir şekilde gerçekleştirebiliyor. Bankalar konunun üzerine eğilmeye başladılar. Öyle ki geçen hafta Deutsche Bank, Santander ve BNY Mellon, UBS yeni bir dijital “para birimi” geliştirmek üzere anlaştılar ve bu blockchain tabanlı alternatif sistemi 2018 yılında kullanıma sunmayı planladıklarını duyurdular. Bu teknolojiye yoğunlaşan bankaların oranının önümüzdeki yıldan itibaren %80’e yükselmesi bekleniyor. Dünya çapında 100’e yakın banka sistemlerini Blockchain teknolojisi ile güncellemek için araştırma yapıyor. Kripto para teknolojisine doğru bir eğilim olduğu açık.
***
Rezerv paraların tarihsel gelişimine baktığımızda aşağı yukarı 100 senede bir para biriminin baskın olduğu gerçeğiyle karşılaşmaktayız. Son 400 yıl içerisinde sırasıyla Hollanda Guldeni, İspanyol Reali, İngiliz Poundu ve son olarak Amerikan Dolarının rezerv paralar olarak karşımıza çıktığını görmekteyiz.

20-21 Eylül FOMC toplantısı öncesinde Fed Başkanı Janet Yellen’ın, Cuma günü Jackson Hole toplantısında yaptığı konuşmaya bir de bu gözle bakmakta fayda var. Sonuçta dünyanın rezerv parasının geleceği üzerine bir şeyler söyledi. İstihdam ve enflasyonda hedeflere yaklaşıldığını belirterek faiz artış ihtimalinin arttığını kaydetti mesela ama zamanlaması için ipucu vermedi. New York Fed Başkanı William Dudley, Dallas Fed Başkanı Robert Kaplan ve Fed Başkan Yardımcısı Stanley Fischer’dan piyasaları faiz artırımına ilişkin sürece hazırlayan açıklamalar geldiğini ve bu açıklamalar sonrası bu yıl içerisinde en az bir faiz artış ihtimalinin %44,4’e yükseldiğini gördük.
***
Bir yanan teknolojik olarak rezerv para arayışları devam ederken diğer yandan yukarıda değindiğim tarihsel döngü de bir başka gerçeğe dikkat çekmekte.
Elbette gazoz kapağı ile ödeme yapılmayacak ama senin paran burada geçmez diyeceğimiz zamanlara doğru akmaya devam ediyoruz.
***
Bu hafta yurtiçinde gündem Dış Ticaret İstatistikleri olacak. Salı günü Temmuz ayı Dış Ticaret rakamlarını öğreneceğiz. Gümrük Bakanlığı (GTB) Temmuz ayı geçici dış ticaret verileri ihracatın %11,5 azalarak 9,9 milyar dolar; ithalatın ise %19,5 azalarak 14,6 milyar dolar olduğuna işaret etmişti. Dış ticaret hacminin %16,5 azalarak 24,5 milyar dolar; dış ticaret açığının %32,2 azalarak 4,8 milyar dolar ve ihracatın ithalatı karşılama oranının 6,1 puan artışla %67,3 olduğunu görmüştük. TİM rakamları ile GTB rakamları arasındaki 1,1 milyar dolarlık farkın altın ihracatından kaynaklandığını öngörmüştük. Ağustos ayı Dış Ticaret rakamlarına ilişkin olarak Perşembe günü TİM’in ihracat, Cuma günü ise GTB’nin geçici ihracat rakamlarını izleyeceğiz.
Perşembe günü İstanbul Sanayi Odası PMI verisi takip edeceğimiz bir diğer gösterge olacak. Temmuz ayı verisi, imalat sektöründeki daralmanın Temmuz’da devam ettiğine ancak daralma hızının Haziran’a kıyasla azaldığına işaret etmişti.
Yurtdışında ise Cuma günü açıklanacak ABD Tarım Dışı İstihdam verisi, Fed’in faiz artırımına giden süreçte geçeceği en önemli kavşaklardan biri olacak.
İyi bir hafta dileklerimle.