Sadece televizyona bakarak hayatı yaşayan biriyseniz, Türkiye’ye yazın gelmekte olduğunu iki şeye bakarak kolayca anlayabilirsiniz. İlki Mehmet Öz arz-ı endam edip “şu var ya şu, sağlığa çok iyi gelir” diyorsa, diğeri ise “kombiyi açsam sıcak, kapatsam soğuk oluyor” ikilemini yaşarken (derecesini düşürmeyi denesene!) ekranları kaplayıveren dondurma reklamları...
Mehmet Öz artık eskisi kadar görünmüyor, ama dondurma reklamları mevsimleri şaşırtacak kadar hiç sektirmeden devam ediyor. Aklınızda en çok yer eden dondurma reklamı nedir diye sormuş olayım, siz düşünürken bende yer edeni şuraya yazayım:
“Kızgın kumlardan serin sulara atlamak.”
Geçenlerde bu reklamın sloganını hatırlatan bir video seyrettim. Ama olayın kahramanı bu sefer serin sular yerine, serin kumlara “atlamayı” tercih ediyordu.
Metrobüsteki son boş koltuğa can havliyle atılırmışcasına gölgeye doğru depar atması gerçekten takdire şayan.
Tamam bir dondurma değil, bir vaha hiç değil ama yeri deldiğinde arabanın tentesi altındaki gölge bile rahatlatmaya ve serinletmeye yetiyor çölde.
***
Dün, birinciliği Suriye ve Irak’la ilgili jeopolitik risklerdeki artışa mı yoksa Meclise en kısa sürede sevk edileceği belirtilen başkanlık rejimi ve referandum tartışmalarına mı vermem gerektiği konusunda kararsız kaldığımı söylemiştim.
Savaşın ve siyasetin gölgesi ekonominin üzerine düşünce, yukarıdaki kertenkele gibi rahatlayamıyoruz maalesef.
İki önemli veri, bir de beklenti anketi açıklandı dün.
Bütçe dengesi, Eylül ayında 16,9 milyar TL açık verirken geçen yılın aynı döneminde bu rakam 14,1 milyar TL açık şeklindeydi. 2015 yılı Ocak-Eylül döneminde 13,4 milyar TL olan bütçe açığı bu yılın aynı döneminde 12,0 milyar TL açığa gerilerken, faiz dışı denge rakamı 31,3 milyar TL’den 29,6 milyar TL’ye gerilemiş durumda. Ağustos ayına kadar fazla veren bütçe Eylül ayı ile birlikte eksiye dönmüş durumda. Vergi gelirlerindeki azalış trendi ekonomik faaliyetler konusunda olumlu sinyaller vermemekte. Bütçede “hafif ter atarak” yavaş koşu yapmak yerine, kertenkele gibi depara kalkılacağının işaretleri var gibi.

Temmuz ayında işsizlik rakamları ise bir önceki aya göre 50 baz puan yükselerek %10,7 oldu. Geçen yılın aynı döneminde bu rakam %9,8 düzeyindeydi. Bir önceki ay %12,2 olan Tarım Dışı İşsizlik %13’e yükselirken geçen yılın aynı döneminde %12 olarak gerçekleşmişti. Mevsim etkilerinden arındırılmış olarak bakıldığında işsizlik oranı bir önceki aya göre 20 baz puan artarak %11,2 olurken geçen yılın aynı döneminde %10,2 düzeyindeydi. Tarım dışı işsizlikte de benzer bir durum söz konusu. Bir önceki aya göre 20 baz puan artarak %13,20 olurken, geçen yılın aynı döneminde %12,3 düzeyinde gerçekleşmişti.
Asgari ücrete yılbaşında %30 zam yapılması, iş gücüne katılım oranının artması, tarım dışı sektörlerde yaratılan istihdamda özellikle turizm sektöründe yaşanan daralmanın olumsuz etkilerini sayabiliriz bu rakamlarda elbette. Ama ekonomi ve siyasetin gölgesinden dolayı önünü tam olarak göremediği için yatırımları duran özel sektörün beklentileri de bir o kadar etkili diye düşünüyorum.

Merkez Bankası’nın Ekim ayı Beklenti Anketi’nde ise enflasyon, ağırlıklı ortalama fonlama maliyeti ve BİST gecelik repo faiz oranlarında düşüş beklenirken; 2016 yıl sonu döviz kuru ($/TL) beklentisi 3,0662 TL’den 3,1203 TL’ye, 12 ay sonrası döviz kuru beklentisi ise 3,1913 TL’den 3,2559 TL’ye; cari işlemler açığı beklentisi 33,1 milyar ABD Doları’ndan, 33,7 milyar ABD Doları'na yükselmiş durumda. GSYH 2016 yılı büyüme beklentisinin ise %3,3 seviyesinden %3,2’ye gerilediğini görmekteyiz. Beklentilerdeki gölgelenmeyi burada da görebiliyoruz.
***
Kertenkelenin koşusu pek öyle söylemese de yoldaşlık etmek için güneşli havayı bekleyen vefalı bir dost olarak görünebilir gölge kimilerine ama ben başka ihsan etmemesini tercih ederim yine de...