Dün bir kardeşim “Pekiştirme Çalışması” başlıklı bir resim paylaşmış. Oradan aynen aktarıyorum.
“Saat 06:30’da evden çıkan Selim, yürüyerek 8 dk. sonra durağa ulaşmış ve durakta 7 dk. bekledikten sonra otobüse binmiştir. (Buraya kadar her şey normal seyrinde)
Otobüsle 25 dk. yolculuk yaptıktan sonra, 9 dk. yürüyerek metro istasyonuna gitmiş ve hemen gelen metroya binerek 15 dk. metroyla yolculuk yapmıştır. (Evet, hala normal seyrinde ama olay buradan sonra olay kopuyor)
Metrodan indikten sonra 6 dk. daha yürüyerek okula varan Defne!!!, saat kaçta okula varmıştır?”
“Açken sen, sen değilsin” diyor ya bir reklam, demek ki toplu taşıma da bizi bizden almaya yetiyor.
Baksanıza, Selim Selim’likten çıkmış resmen.
***
Bugün Merkez Bankası Para Politikası Kurulu toplantısı var.
Hafta başında Musul harekatı ve dolardaki seyrin Kurulun kararını etkileyeceğini bu nedenle faiz indirimine ara verilme olasılığı olduğunu belirtmiştim. Dün, aralarında Cumhurbaşkanlığı ekonomi danışmanlarının da bulunduğu bazı yorumcuların "Merkez Bankası'nın bu ayı pas geçebileceği"ne ilişkin açıklamaları bunu güçlendirmiş görünmekte.
Bu açıklamalardan önce genel beklenti faiz koridorunun üst bandından 25 baz puan daha indirime gidileceği yönündeydi.
Buna dün açıklanan ABD TÜFE verisinin manşette yükselmesine rağmen çekirdekte beklentilerin altında kalarak DXY endeksinin yükselişini baskılaması ve Çin’in 3. Çeyrek büyümesinin beklentilere paralel gelerek gelişmekte olan ülke kurlarını olumlu desteklemesi de katkı verdi.
Konu Dolar/TL’deki gerginlik olunca buradaki stresi azaltacak her türlü atraksiyon bizi bizden almaya yetiyor.
Çok da haksız sayılmayız. Türkiye’nin Net Dış Borç Stokunun GSYH’ya oranı %37 ile 2003 2. Çeyrek seviyesine dönmüş durumda.
Özel sektörün dış borcu ise Ağustos ayı itibariyle 296,1 milyar dolar. 2014’ten 2015’e artış 1,1 milyar dolar olmuşken, 2015’ten 2016 Ağustos ayına kadar artış 12,9 milyar dolar.
***
Başlıkla konunun ne ilgisi var diye bir soru gelebilir aklınıza.
Defne’nin, ya da Selim’in okula vardığı saat.