Bu yazıları yazmak için bilgisayarın başına sabah beşte oturuyorum. Kendini bir gün önceden programlayıp şu saatte kalkarım deyip kalkan biri de olmadığımdan, haliyle sabahın o vaktine saat kuruyorum. Saat de aslında lafın gelişi, artık telefonlar ayarlanıyor.
Erken yattıysam sorun yok ama geciktiysem sabah uyanışım da parça parça oluyor. Çalan saati ertelerken aslında “kaçınılmazı geciktirmekten” başka bir şey yapmadığımı fark ediyorum öyle sabahlarda.
Sabah kalkmak için şeytanın bile aklına gelmeyecek metotlar geliştirmekten geri durmadığımı bilirim. 05:00’da uyanacaksam ilk önce 04:30’a kurarım alarmı. O saat gelip de çaldığında alarm bir sonrakini 04:45’e ayarlarım. Sonrakini 04:55’e ve son olarak 05:00’e.
Bölük pörçük uyuyup uyanacağına adam gibi niye 05:00’te kalkmıyorsun, diye bir soru gelebilir aklınıza. Böyle küçülen delta t zamanlar ile insan kendine niye işkence eder ki gerçekten?
Amaç uyanmayı başarabilmek. Bir de her alarm arasında kısalan o zaman dilimlerinde uyunan uykunun tadı hiçbir şeyde yok, emin olun.
***
Bir yere yetişmek zorunda değilseniz uyanmayı ertelemenin bir sakınca yok elbette. Üçüncü çeyrekte GSYH büyümesinin zayıf olacağını beklemekteyiz. Son çeyreğe ilişkin olarak ise ekonominin uyanmayı ertelemek yerine uykusundan silkelenerek kalkması gerektiği konusunda herkes hem fikir.
Buna ilişkin sinyalleri alacağımız göstergelerden Reel Kesim Güven Endeksi ve İmalat Sanayi Kapasite Kullanım Oranı ise alarmı hala ertelediğimizin işaretlerini vermekte.
Ekim ayı Kapasite Kullanım Oranı (KKO) bir önceki aya göre %0,3 azalarak 76,4 olarak gerçekleşirken; geçen yılın aynı ayına göre artış %1,2 oldu. Mevsimsel etkilerden arındırılmış olarak bakıldığında da bir önceki aya göre %0,8 azalarak 75 olurken bir önceki yılın aynı ayına göre artış %0,4 düzeyinde kaldı.
Mal gruplarına göre kapasite kullanım oranlarına göz attığımızda toplam imalat, dayanıksız tüketim malları ve tüketim mallarında aylık bazda düşüş gerçekleşirken, sadece dayanıklı tüketim malları ve yatırım malları grubunda artış olduğunu gördük. Yıllık bazda ise toplam imalat, dayanıklı tüketim malları, ara malları ve yatırım malları grubu artış gösterirken, dayanıksız tüketim malları, tüketim malları ile gıda ve içecekler grubunda düşüş söz konusu.
Merkez Bankası Reel Kesim Güven Endeksi (RKGE) ise bir önceki aya göre %4,5 azalarak 101,7 olurken geçen yılın aynı dönemine göre artış %1,2 oldu. Mevsim ve takvim etkisinden arındırılmış RKGE ise bir önceki aya göre %3,1 azalarak 103,8 olurken geçen yılın aynı ayına göre artış %0,2 oldu.
Detaylarına baktığımızda gelecek 3 aya ilişkin ihracat sipariş miktarında aylık bazda %8,97, yıllık bazda %4,58 azalış var. Sabit sermaye yatırım harcamalarında da benzer bir durum söz konusu. Aylık bazda %1,14, yıllık bazda %2,35 azalmış durumda. Üretim hacmi ise aylık bazda %5,81 azalırken, yıllık bazda %3,05 artmış durumda.
Reel Kesim Güven Endeksi ihracat artışı konusunda olumlu sinyaller vermezken, üretim hacminde yıllık bazdaki artış sınırlı kalmış bulunmakta. Sabit sermaye yatırımlarındaki zayıflık ise devam etmekte ve genel ekonomik seyirin iyiye gitmediğinin işaretlerini vermekte.
Yine de karikatürdeki boksör gibi iyimser olmakta fayda var.
“Yedi gibi kalkarsak yetişiriz.”