Dünyada ilk kol saati, 1812 yılında, Napolyon’un kız kardeşi Napoli kraliçesi Caroline Murat’a Abraham Louis Breguet tarafından yapıldığı kabul ediliyor. Böylelikle saat cebimizden çıkarak kolumuzda yerini almış.
İlk kullanan kişi kraliçe olunca, uzun yıllar kol saati bir kadın aksesuarı olarak algılanıyor. Mahalle baskısını üzerinde hisseden erkekler de takmaya cesaret edemiyor haliyle.
Bunu değiştiren ise 1901 yılında Paris’te hava gemisiyle Eiffel Kulesi etrafında yarım saat süreyle uçmayı başaran Brezilyalı mucit Alberto Santos Dumont oluyor. Cepte taşınan saatin uçarken uygun olmadığını düşünerek İsviçreli saat ve mücevher üreticisi bir firmadan (Cartier) kendisi için bir kol saati tasarlamasını ister. Böylece 20. Yüzyılın başında erkekler de kol saati kullanmaya başlar.
Sonrası malum, televizyon ekranlarından bilgisayarlara fırınlardan otomobillere kadar her yer saat oldu. En son cep telefonlarımızla tekrar cebimize girdi kol saati.
Saat böyle değişip dönüşürken, zamana ilişkin algımızda da benzer bir dönüşümün yaşandığını söyleyebiliriz.
Kimsenin acelesinin olmadığı; vaktin gün ışığı üzerinden sabah, öğlen, akşam olarak tanımlandığı, ezan sesi veya kilise çanından kavrandığı; geçtim saniyeleri dakikaların bile kıymetinin olmadığı bir dönemden hiçbir şeye yetişemediğimiz, zaman fukarası olduğumuz, yapmak istediklerimize vakit bulamadığımız bir döneme girdik.
***
Ömer Hayyam’ın
“Geçmiş olan dünden hiç yad etme
Yarın da gelmemişken feryad etme
Düşünme geleceği de geçmişi de
Şimdi şen ol da yaşamı berbad etme”
rubaisinde dediği gibi şimdiye bakalım, şen olup olmayacağımıza sonra karar verelim.
Amerikan tarihinin en sıra dışı seçim yarışına dair ilk sonuçlar Çarşamba sabah TSİ ile 02:00'da açıklanacak. Dün sabahki yazımda konuya değinmiş olsam da yine hatırlamakta fayda var.
Trump’ın seçilmesi durumunda Fed Başkanı Yellen’ı görevinden alacağını belirtirken, uygulayacağı ekonomi politikalarına ilişkin belirsizlikler söz konusu. Vergi indirimleri, artan bütçe açığı ve belirsiz göçmen politikası başlıca endişe kaynakları. Küresel piyasalarda, özelinde gelişmekte olan para birimlerinde sert düşüşler görebiliriz, ki bundan TL de olumsuz etkilenecektir.
Hillary Clinton’un başkan seçilmesi durumunda ise küresel piyasalar daha olumlu tepki vermekle beraber bu kez karşımıza Aralık ayındaki Fed faiz kararı çıkmakta.
Dün itibariyle %76,3 olan Aralık ayı faiz artırımı olasılığının Clinton ile daha da yükselmesini bekleyebiliriz. Yükselen faiz artırımı olasılığı daha güçlü Doları da beraberinde getirecektir. Sonuç $/TL kurunda yine yükseliş.
Şen olup olmayacağımıza siz karar verin.