Leslie Scott, can sıkıntısından yarattığı oyunun günün birinde finansal krizin nasıl olduğunu anlatmak için kullanılabileceğini hiç düşünmüş müdür acaba? Eğlenmek için oynadığınız bir oyunun, anlaşılması zor olan bir konuda aydınlanmanıza kapı aralamasından bahsediyorum.
“O son bloku çekmeyecektim!” dediğiniz halde çektiğinizde yıkılacağını bildiğiniz kuleye bakarken yaşadığınız çaresizlik hissi, kaybetme acısı tarifsiz bu oyunu tahmin etmişsinizdir sanırım.
Hem beceri hem zeka gerektiren bu oyunun adı Jenga.
İşte bu oyun üzerinden anlatılan 2008 yılında Amerika’da başlayan ve tüm dünyayı kasıp kavuran Mortgage Krizi.
Filmi seyretmemiş olabilirsiniz, ondan da bahsedeyim.
Bir gözünü kaybettiği için cam göze sahip Asperger sendromundan muzdarip bir karakter; çalışanlarına acımayan narsist ve kibirli bir diğer karakter; kardeşini kaybeden pesimist ve güvensiz bir başka karakter ve finans sektöründen elini ayağını çekmiş paranoyak bir karakter. Bu dört farklı kişiliğin yaklaşmakta olan krizi öngörerek yaptıklarını anlatıyor “The Big Short-Büyük Açık”.
Michael Lewis’in çok satan kitabına (The Big Short: Inside the Doomsday Machine) ve gerçek bir hikayeye dayanmakta. Yukarıda da değindiğim gibi 2008 yılında Amerika’da başlayan ve beraberinde tüm dünyayı büyük bir ekonomik krize sürükleyen, geçen o kadar zamana rağmen bugün Fed faiz artıracak mı artırmayacak mı tartışmalarını sürdürdüğümüz bir dönemin filmi. Bir yandan dürüstlük ve ahlak gibi kavramları sorgularken bir yandan da yaklaşmakta olan kaçınılmaz sona insanların nasıl gözünü kulağını kapattığını izliyorsunuz.
***
Döviz kurundaki yükselişe Merkez Bankası’nın nasıl reaksiyon vereceğini göreceğimiz bir haftaya başlıyoruz.
Cuma günü toplanan Ekonomi Koordinasyon Kurulu (EKK) sonrası yapılan açıklamada piyasalardaki hareketliliğin esas itibariyle küresel kaynaklı olduğu değerlendirilirken, Türkiye ekonomisine etkilerini sınırlamak amacıyla tüm tedbirlerin gözden geçirildiği vurgulandı. Ekonominin direncini artıracak reformların hızlandırılacağı, reel sektörün desteklenmesine yönelik adımların devam edeceği ve Merkez Bankası’nın fiyat istikrarı için tedbirler alınacağı belirtildi.
Bu açıklamadan hareketle döviz kurunda yaşanan yükselişin ana rahatsızlıklardan biri olduğu görülmekte.
O nedenle müdahalenin nasıl olabileceği üzerine fikir yürütmek daha doğru olacak.
Kritik kavşak Perşembe günü yapılacak olan Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısı ve oradan çıkacak karar.
20 Ekim’deki toplantısına kadar Merkez Bankası faizlerde indirim eğiliminde olmuştu. Son PPK toplantısında, açıklanan veriler ve yılın üçüncü çeyreğine dair göstergelerin iktisadi faaliyetin ivme kaybettiğine işaret etmesi; döviz kuru ve diğer maliyet unsurlarındaki gelişmelerin enflasyon görünümündeki iyileşmeyi sınırlamasının para politikasındaki temkinli duruşun korunmasını gerektirdiği belirtilerek indirimlere ara verilmişti.
Küresel konjonktür TL’deki değer kaybına karşı faiz indirim silahının çekilmesine izin vermediği gibi tam tersine faiz artırımını zorlayıcı nitelikte; ama “mevcut koşullar” altında faiz artırımı da güç görünmekte.
Diğer alternatifler ise Merkez Bankası’nın TL’yi desteklemek için döviz satım ihalelerine tekrar başlaması ya da zorunlu karşılıklarda değişikliğe gitmesi.
Bunun ne kadar etkili olabileceğini ise doların küresel piyasalardaki seyri belirleyecektir.
Küresel piyasalarda ise Trump sonrası gelişmekte olan ülkelerden fon çıkışlarının nasıl seyredeceği önemli olacak.
Yukarıdaki grafikten de görüleceği üzere EPFR Global verilerine göre geçtiğimiz hafta gelişmekte olan piyasalardan çıkan fon miktarı 6.6 milyar dolar. Bu rakam 2015 Ağustos’undan beri çıkan en yüksek tutar. O nedenle ekonomik ve siyasi kırılganlıkları olan ülkelerin negatif ayrışmalarının daha keskin olacağını söylemek falcılık olmayacak.
***
Jenga oyunu üzerinden “Büyük Açık” filminden bahsettim yine onunla bitireyim.
Filmi sonu biraz umut kırıcı.
“Her zaman kasa kazanır” diyor ve yeni krizlerin kapıda olduğu konusunda uyarıyor.
İyi bir hafta dileklerimle.