Kız istemeye gidildiğinde kahvenin ağır ağır içilmesi gerektiğini öğrendiğimde çok şaşırmıştım. Sonuçta küçücük bir fincan ne kadar ağır içilebilirdi ki?
Pişirmesi keyif, ikram etmesi ayrı bir keyif olan bu şahane zevkin içilmesi için böylesi bir gerekçenin istenen kızı uzun uzun süzmek olduğunu öğrendiğimde şaşkınlığım daha da artmıştı.
Onyedinci yüzyılda bu toprakları ziyaret eden Fransız gezgin Jean de Thévenot kahvenin hazırlama yöntemini uzun uzadıya anlattıktan sonra Osmanlılar için ne kadar önemli bir olduğunu "...zengin veya fakir her Türk günde en az iki fincan kahve içer, her koca karısına kahve temin etmekle yükümlüdür..." diyerek bağlamış. Ondokuzuncu yüzyılda İstanbul’a gelmiş ve bir süre de yaşamış olan İtalyan gezgin Edmondo de Amicis ise bu tutkuyu şöyle anlatmakta:
"Galata Kulesi'nin ve Beyazıt Kulesi'nin tepelerinde kahve vardır, vapurlarda kahve vardır, mezarlık içinde kahve vardır, resmi dairelerde kahve vardır, hamamlarda kahve vardır, çarşı içinde kahve vardır. İnsan İstanbul'un neresinde bulunursa bulunsun, etrafına hiç bakmadan sadece "kahve!" diye bağırması yeterlidir, üç dakika sonra önünüzde bir kahve tütmeye başlar.”
***
Dünya Bankası’nın yayınladığı “Kutuplaşma ve Popülizm - Avrupa ve Orta Asya Ekonomik Güncellemesi" başlıklı raporunda, Türkiye’ye ilişkin değerlendirmelerde 2016 yılı için ekonomik büyüme tahmini 0,4 puan indirilerek %3,1 seviyesine düşürülürken 2017 ve 2018 tahminlerinde değişiklik yapılmadı. Haziran ayında yayınlanan “Küresel Ekonomik Görünüm Raporu”nda 2016 ve 2017 yılları için büyüme tahmini %3,5 olarak açıklanırken, 2018’de büyümenin %3,6 olacağını öngörülmüştü.
Raporda, Türkiye ekonomisi için büyümenin özel yatırımlarda daha zayıf artış ve net ihracatın daha az katkısı nedeniyle yavaşladığı belirtilirken, “darbe girişimi ve ardından kamuda yaşanan tasfiyeler dahil son siyasi gelişmelerin belirsizliği arttırdığı, bunların ekonomik aktivitenin hızını etkilemesinin beklendiği” vurgulanmış. 2016’da net dış ticaretin katkısının -3,6 puan, 2017’de ise -1,6 puan olması beklenirken büyümenin yavaşlamasında yatırımlardaki zayıflama ve net dış ticaretin negatif katkısının etkili olduğu belirtilmiş.
Hükümet harcamaları büyümeye pozitif anlamda katkı vermeye devam ederken tüketim harcamalarının artan asgari ücretin ve tüketici kredilerindeki toparlanmanın etkisiyle gücünü koruduğu; vergi gelirlerindeki artışın 2015’in gerisinde kalmasına rağmen vergi harici kalemlerdeki gelir artışının bütçeyi sağlam tuttuğu ifade edilmiş.
Tüketici Güven Endeksi (TGE) bir önceki aya göre %6,9 düşerek Kasım ayında 68,9 değerini alırken geçen yılın aynı dönemine göre ise %10,7 düşmüş bulunmakta. Bir önceki aya göre tüm alt endeksler düşerken, geçen yılın aynı ayı ile karşılaştırıldığında gelecek 12 aylık dönemde hanenin maddi durum beklentisi, genel ekonomik durum beklentisi, işsiz sayısı beklentisi, tasarruf etme ihtimali, tüketim finansmanı amacıyla borç kullanımı, otomobil ve konut satın alma ihtimalinin azaldığını görmekteyiz. Her ne kadar TGE ile kur arasında negatif korelasyon bulunuyor olsa da sanayi üretiminin seyri ve büyüme konusunda zayıf sinyaller vermekte.
Son bir not da dün toplanacağını belirttiğim ama daha sonra iptal edilen Ekonomik Koordinasyon Kurulu toplantısına ilişkin. İkinci kez toplanacak olması kurda gevşemeye neden olmuştu, iptali ise tekrar yükselişe...
***
OVP’den yabancı raporlara kadar Türkiye’ye ilişkin son değerlendirmelerde hep aşağı yönlü revizyonlar zaten yeteri kadar can sıkıcı. Kurda yaşanan sert yükseliş ise tuzu biberi oldu.
“Kahve gibi kararıyor muyuz?” diye sorgulamalar başladı.
Tam bu noktada ben yine kahve konusuna geri döneyim.
Kimimizin uyanmak, kimimizin uyumamak içtiği kahve ile ilgili asıl vurgulanması gereken husus, eskisinden yenisine kadar bütün kahve demleme yöntemleri süzme veya filtrelemeye ihtiyaç duyarken Türk Kahvesi’nin kendiliğinden dibe çökmesi.
Yeteri kadar içimizi kararttığın yetmedi, bir de telve gibi dibe çöktüğümüzü mü söylemeye çalışıyorsun demeyin lütfen.
Dibe çöken telveye bakarak geleceğe ilişkin umutlu şeyler söylenir.
Not : 23-25 Kasım tarihleri arasında bir toplantı için yurt dışında olacağımdan 28 Kasım Pazartesi günü kaldığımız yerden devam etmek üzere...