Sağdakine çok aşina olduğunuza emin olduğum aşağıdaki iki tablonun ressamı için uzmanlar, renklerin iç içeliği, dağınık ve kaba fırça vuruşları nedeniyle tekniklerinin birbirine çok benzediğini söyler.
Soldaki ekspresyonist ressamların en ünlülerinden biri olan ve çoğumuzun “Çığlık-Scream” tablosuyla tanıdığımız Edvard Munch’e ait. 20. yüzyılın önemli ressamlarından biri olarak sayılmakta.
Vincent Van Gogh için ise çok fazla söze gerek yok sanırım. Ay çiçeklerini, güneşi sevmesini ve sarıya olan tutkunluğunu belirtmem yeterli sanırım.
Şimdi tekrar yukarıdaki iki tabloya döneyim.
Edvard Munch 1893’te, Vincent Van Gogh 1889’da yıldızlarla dolu mavi gökyüzünün resmini yapıyor.
Daha da ilginç olanı her iki resmin isminin aynı olması.
“Yıldızlı Gece”
***
Fed beklendiği üzere faizleri 25 baz puan artırdı.
Pekiyi, öncesinde n’olmuş diye hatırlamak gerektiğinde, 2016 yılı içerisinde Fed’in dört kez faiz artışı yapması beklenmekteydi. Haziran ayındaki toplantı sonrası bu beklenti ikiye indi. Dün gerçekleştirdiği toplantıdaki artış kararı sonrası yılı tek faiz artışı ile kapatmış oldu tıpkı 2015 yılında olduğu gibi.
Asıl kritik önemde olan konu ise 2017 yılına ilişkin Eylül toplantısında iki olan faiz artışı beklentisinin Aralık toplantısıyla beraber üçe çıkmış olduğunu görmemiz oldu.
Munch ve Van Gogh’u aklıma getiren de aşağıdaki her iki toplantının “Dot Plot Chart”ları oldu.
Aralık Toplantısı Dot Plot Chart Eylül Toplantısı Dot Plot Chart
Şimdi bu noktadan sonra 2017 yılında bizi nelerin beklediğini konuşabiliriz:
Faiz artışından daha önemlisi, artık Trump ile beraber ABD ekonomisinin “parasal destek” döneminden ”mali destek” dönemine kuvvetli bir geçiş yaptığına ilişkin beklentinin arttığını söylemekte bu son toplantı. Haliyle büyüme beklentilerine paralel enflasyon beklentilerinde yükseliş ve bunlara eşlik edecek faiz artırımları gerçeğine de hazır olmamız gerektiğini söylemekte.
Bunun sonuçlarının ilk yansımasının dolar endeksinde (DXY-Bloomberg Spot Dolar Endeksi) yükseliş yönünde olacağını söylemek için kahin olmaya gerek yok. 2017 yılında faiz artırımlarının nasıl bir patika izleyeceğini bilememekle birlikte faizlerin artacağı gerçeği hep masada artık. Kişisel düşüncem, önümüzdeki yılın ikinci yarısıyla beraber bu sürecin daha da ivme kazanacağı yönünde.
Türkiye açısından riskler nedir diye baktığımızda cari açık ve dış finansmana olan bağımlılık başımızı en çok ağrıtacaklardan sadece ikisi. Referandum kaynaklı politik risklere hiç girmiyorum bile. Haliyle döviz rezervleri üzerinde baskı oluşturabilecek bir durum söz konusu bizim açımızdan.
Bir diğer husus ise düşük faiz uygulayan ülkelerin bu baskıyı nasıl göğüsleyecekleri ki, o ülkelerden biri de biziz. O nedenle Merkez Bankası’nı faiz artırımlarına zorlayabilecek günler var artık önümüzde. Siyasilerin faiz artırımına ilişkin tavırlarının ne olacağını ise kestiremiyorum büyümeye yönelik söylemler, EKK’da alınan kararlar, atılan adımlar ortadayken.
2016 yılında olmaz dediğim ne kadar şey varsa oldu. Görünen 2017 yılının da zor olacağı.
“Dot Plot Chartlara” bakınca bunları görüyorum
***
Yıldızlı Gece’den açtım konuyu yine onunla kapatayım.
Sizin geceniz hangisi?