“Gregor Samsa bir sabah bunaltıcı düşlerden uyandığında, kendini yatağında dev bir böceğe dönüşmüş olarak buldu. Zırh gibi sertleşmiş sırtının üstünde yatmaktaydı ve başını biraz kaldırdığında bir kubbe gibi şişmiş, kahverengi, sertleşen kısımların oluşturduğu yay biçimi çizgilerle parsellere ayrılmış karnını görüyordu; karnının tepesindeki yorgan neredeyse tümüyle yere kaymak üzereydi ve tutunabileceği hiçbir nokta kalmamış gibiydi. Gövdesinin çapıyla karşılaştırıldığında acınası incelikteki çok sayıda bacak, gözlerinin önünde çaresizlik içerisinde, parıltılar saçarak sallanıp durmaktaydı.” diyerek anlatmaya başlar Kafka, Dönüşüm adlı kitabında Gregor Samsa’nın hikayesini.
***
Farketmişsinizdir, dün yazı yoktu.
Bahanem, önemli bir veri akışının olmaması, piyasalarda giderek daralan hacim ve buna bağlı yaşanan rehavet değil; hele tembellik hiç değil.
Kümes hayvanlarını anlatarak başladığım yazının nasıl olup 2016 yılının kapanış yazısına dönüşüp, evrildiğini hiç anlamadığım gibi bakakaldım Gregor Samsa şaşkınlığıyla. Yazmanın şehvetine kapılınca demek ki olabiliyormuş. “Gönder” tuşuna basmadan önce son bir kez daha kontrol ederken farkettim durumu. Henüz daha bitmemiş bir yıl için erkenden göndermeye de gönlüm razı olmadı. Öyle olunca dedim ki, “iyi tarafından bak 30 Aralık sabahına yazın hazır en azından”.
Olay budur kısaca.
***
Hep can sıkıcı gelişmelerden konuşacak değiliz ya, iyiye yorulacak bir gelişme de yaşandı.
Avrupa Birliği (AB) Komisyonu'ndan Gümrük Birliği Anlaşmasının Modernizasyonuna ilişkin açıklama gelmesi en kritik gelişmesiydi bence bu haftanın. Komisyonun, Türkiye ile 20 yıldır devam eden Gümrük Birliği Anlaşmasını modernize etmek için AB Konseyi’nden yetki istemesi önemli.
Hatırlanacaktır, 29 Kasım 2015 ve 18 Mart 2016 tarihlerinde gerçekleştirilen AB-Türkiye zirve kararlarında Gümrük Birliği’nin güncelleştirilmesi yer almaktaydı. Dünya ekonomisindeki değişimler ve AB-Türkiye ticaretindeki önemli artış mevcut anlaşmayı yetersiz kıldığından, söz konusu modernizasyon ile Gümrük Birliği'ndeki ürünlerin niteliği ve yelpazesi tarım, hizmetler, sanayi ve kamu alımları alanlarını kapsayacak şekilde genişlemeyi içerecek.
AB-Türkiye ticareti 1996’dan bu yana dörde katlanıp yıllık 140 milyar Euroya çıkarken, Türkiye AB’nin en büyük 5. ticari ortağı haline gelmiş durumda. Küresel ticarette yaşanan olumsuz gelişmelere rağmen 2016 yılının ilk 10 ayında AB’ye ihracatımızda artış da gösteriyor ki, Türkiye açısından en önemli ve istikrarlı pazar. İhracatımızın %48,5’inin, ithalatımızın %40’ının ve Türkiye’ye gelen yabancı doğrudan yatırımların 2/3’ünün AB kaynaklı olması bunun bir diğer göstergesi. Komisyonun “demokrasi ve temel haklara saygının, anlaşmanın vazgeçilmez bir unsuru olacağının” altını çizmesini de belirtmek gerekiyor.
Bunu, hem 2017 yılı için yeni bir hikayenin başlangıç ihtimali olması açısından hem tıkanan Türkiye-AB ilişkilerini tekrar ileriye götürme potansiyeli taşıyıp dönüştürmesi açısından önemli buluyorum.
İyi bir hafta sonu dileklerimle.