Nouriel Roubini’den sonra 2008 krizinin en çok parlattığı ekonomistlerden biridir Nassim Nicholas Taleb. Kimdir diye soracak olursanız, piyasada risk algısını ölçerek, düşük kayıp yüksek kazanç (ballı börek gibi bir şey) ilkesinden hareketle işlemler yapan bir akademisyen ve fon yöneticisi; aynı zamanda literatüre “siyah kuğu” terimini armağan eden kişi.
***
Bir sene önce, hatta tam tarihini de vereyim 16 Aralık 2015’te, Fed’in faiz artırımı kararının ardından yazdığım bir ekonomi notunun sonunu şöyle bağlamıştım:
“Finansal piyasalarda sürpriz, önemli etki yaratan ve rasyonel analizle açıklanamayan durumları tanımlamak için “siyah kuğu” ifadesi kullanılır. 2016 yılının siyah kuğusu olarak ise Çin’de yaşanabilecek resesyon riski gösterilmekte.”
Çok iyimser bir bakışmış.
2016 yılı için neler siyah kuğu olarak nitelendirilmiş diye bir baktığımda iPhone 7’nin çıkmamasından, Avrupa Merkez Bankası Başkanı Mario Draghi’nin istifasına kadar uzunan geniş bir yelpaze var. Bu sürprizlerin hiçbiri yaşanmadı ama şöyle bir düşününce, 2016 siyah kuğulardan kümes kurulabilecek de bir yıl oldu neredeyse.
Hemen bir çırpıda aklıma gelenleri sayayım:
1 Kasım 2015 seçimlerinden zaferle çıkmış Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun “istifası”; İngiltere’nin AB’den ayrılmasıyla sonuçlanan “Brexit” oylaması; çoğu insanın karikatür bir figür olarak gördüğü Donald Trump’ın “ABD Başkanlığı”’na seçilmesi; toplanamaz, toplansa da karar alamaz denilen OPEC üyelerinin 8 yıl aradan sonra petrol üretiminde “kısıntıya” gitmesi, Türkiye’de artık olmaz dediğimiz ama yaz ortasında yaşadığımız ”darbe girişimi”.
***
Gerçekleşmesi halinde dünya ekonomisini sarsabilecek olayları sıralayan Societe Generale’in her çeyrek yayınladığı küresel finans piyasaları üzerindeki riskleri gösteren "kuğu grafiği", 2017 yılında dünya ekonomisini bekleyen en büyük iki riskin %45 olasılık verilen Brexit ile %30 olasılık verilen Çin ekonomisindeki sert iniş olduğunu söylüyor. Beyaz kuğular da var elbette daha güçlü yatırım ve ticaret, daha fazla mali uyum gibi.
Kaynak: SG Cross Asset Research/Economics
Kuğu Grafiğini bir kenara bırakıp rasyonel analiz ile baktığımızda durum şöyle:
2016 yılına dört faiz artırımı olasılığı ile girdik ve yılı Fed’in tek faiz artırımı ile kapatıyoruz. Bu temkinli yaklaşım Gelişmekte Olan Piyasalara (GOP) sermaye akışı konusunda hareket alanı sağladı. 2017 için Fed'den üç faiz arttırımı beklentisi var. ABD ekonomisinin performansı düşünüldüğünde bu sefer durum daha ciddi, “kusursuz bir dolar fırtınasına” tutulabilir dünya. Haliyle bu fırtına GOP’a ilişkin sermaye akışını da etkileyecek. Donald Trump'ın ekonomi politikalarına ilişkin belirsizlik olayın bonusu, ABD-Çin ilişkileri ise saatli bombası.
Avrupa’ya baktığımızda Fransa ve Almanya’daki seçimler siyasi belirsizliğe neden olacağı kadar yükselen milliyetçiliğe daha fazla kapı aralama potansiyeline de sahip. Kırılganlık arz eden İtalyan bankacılık sistemi de bu bölgenin bonusu.
Bu çerçevede Türkiye’nin performansını belirleyecek dışsal faktörler Fed ve buna bağlı GOP’lara akacak sermaye olacak. Dolayısıyla kur baskısını bütün yıl hissedeceğiz gibi görünüyor. Referandumun ise bir politik risk olarak bu hissi kuvvetlendirmesi muhtemel. Bu tabloda Türkiye’yi pozitif ayrıştıracak hususların ilki jeopolitik risklerin çözümüne yönelik atılan adımların kalıcı olması diğeri ise tıkanan Türkiye-AB ilişkilerini tekrar ileriye götürme potansiyeli taşıyan AB ile Gümrük Birliği’nin genişletilmesine yönelik müzakerelerin başlayacak olması.
***
Yaklaşık altı aydır “ekonomi böyle de anlatılır” diyerek hikayeler üzerinden ekonomiyi anlatmaya çalışıyorum. Şener Şen, Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülleri törenindeki yaptığı konuşmada “Doğru hikâyelerin de toplumda çatışma yerine sevgiyi hâkim kılacağına inanıyorum. 75 yaşında hala bu inanış doğrultusunda yürüyorum. Bu inanç beni ayakta tutuyor.” dediği gibi hep iyi hikayeler anlatayım ekonomide 2017’de.
Bir de toplumsal barış ve huzur olsun; kalanının üstesinden nasıl olsa geliriz.
Mutlu yıllar dileklerimle.