Hikaye şöyle başlıyor:
Hocası onu ilk gördüğünde, “Bu çocuktan adam olmaz” demiş. Hatta bir de ona lâkap takmış: ‘Kısa Şişko Müller’.
Sonrasını ‘Kaiser’ yani ‘İmparator’ lakabıyla anılan Franz Beckenbauer şöyle getiriyor:
“Birçok büyük oyuncu ile beraber oynadım: Wolfgang Overath, Paul Netzer, Karl-Heinz Rummenigge ve Paul Breitner, ama bence aralarında en iyisi Gerd Müller'di. Durdurulmazdı. Bayern bugün sahip olduğu her şeyi Gerd Müller'e borçlu. Onun golleri olmasa hepimiz antrenman sahasında, eski bir tahta sıranın üzerinde oturuyor olurduk."

Her ne kadar Lionel Messi, önce Avrupa Kupaları’nda attığı gol sayısını sonra da onun bir sezonda daha fazla gol atma rekorunu kırsa da Gerd Müller maç başına attığı gol sayısıyla hâlâ Messi’nin önünde.
Bir başka özelliği daha var Müller’in:
Kullandığı 63 penaltıdan 16'sını gole çeviremeyerek 'dünyanın en çok penaltı kaçıran' futbolcusu”.
***
Kasım ayı enflasyonunu değerlendirdiğim 6 Aralık tarihli “Dönme Dolap” başlıklı yazının sonunu şöyle bağlamıştım:
“Son bir söz de yurtiçi üretici fiyatları endeksi (ÜFE) için. ÜFE aylık bazda %2,0 artarken, yıllık bazda %2,8'den %6,4'e yükseldi Kasım ayında. Tıpkı TÜFE’de olduğu gibi döviz kurlarındaki oynaklık ve diğer maliyet unsurlarının, üretici fiyatları üzerinde sert bir etki yaptığının işaretlerini vermekte. İç talepte bir toparlanma olması durumunda önümüzdeki aylarda TÜFE üzerinde yukarı yönlü bir baskı oluşturabilir bu durum.”

Bunu hatırlatmamın nedeni dün açıklanan İstanbul Sanayi Odası (İSO) İmalat Sanayi Satın Alma Yöneticileri Endeksi’nin(PMI) de benzer bir duruma işaret etmesi.
İSO İmalat Sanayi PMI verisi Aralık’ta 47,7 olurken, son çeyrek ortalaması bir önceki çeyrek ortalamasının üzerinde gerçekleşmesine ve istihdamda artışa işaret etmesine rağmen üretim, yeni siparişler ve ihracat siparişleri endekslerinde referans değer 50,0’nin altında ölçüldü. Diğer taraftan enflasyonist baskıların da güçlendiğine işaret etti. Yeni ihracat siparişleri hacmi Aralık’ta gerilerken son 11 ayın en yüksek endeks (mevsimsel etkilerden arındırılmış) değerinin kaydedildiği Kasım ayına göre düşüş ılımlı düzeyde kaydedildi. Kasım ayına göre hız kesmiş olsa da istihdamdaki yükseliş eğilimi beşinci aya taşınırken satın alma faaliyetlerinin Aralık’ta bir önceki aya göre yavaşladığını gösterdi. Bu yavaşlama, Ekim ayında görülen yaklaşık son 2 yılın en güçlü artışının ardından geldi ki, bu durum Merkez Bankası İktisadi Yönelim Anketi ile de uyumlu. TL’deki değer kaybı girdi fiyatlarında yukarı yönlü baskı oluşturmaya devam ederken girdi fiyatları enflasyonu, artış eğilimini sürdürdü. Bunun sonucu olarak imalatçıların nihai ürün fiyatları önceki aya göre daha da yükseldi.

Bunların ışığında bugün açıklanacak olan Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) ile ilgili beklentileri dünkü nottan tekrar hatırlayalım:
“TCMB’nin Aralık ayı PPK toplantı tutanaklarında Aralık ayında enflasyonun artacağına ilişkin vurgusu dikkat çekiciydi. Yıllık enflasyonunun işlenmemiş gıdaya, enerji grubundaki yıllık enflasyonun döviz kuru ve petrol fiyatlarındaki yükselişe bağlı olarak enflasyonist baskı oluşturacağı öngörüsü paylaşılmıştı notlarda. Bunlara tütün mamüllerine yönelik vergi ayarlamaları da eklendiğinde Aralık ayı enflasyonunda yukarı yönlü risklerin daha fazla olduğu görülmekte. Zaten beklentiler de Aralık ayı Tüketici Fiyatları Endeksi'nde (TÜFE) %0,90, yıllıkta %7,65 düzeyinde olduğuna işaret ediyor.”
Merkez Bankası Beklenti Anketi’nde cari ay TÜFE beklentisi %0,79, yıllık TÜFE beklentisi %7,69 şeklindeydi. Bir önceki aya göre artış %0,67 olursa OVP’deki ve Merkez Bankası 2016 Yılı IV. Enflasyon Raporu’nda ifade edilen “enflasyonun %5’lik hedefe kademeli olarak yakınsayacağı; 2016 yılında %7,5 olarak gerçekleşeceği” öngörüsü gerçekleşmiş olacak aksi durumda yine hükümete mektup yazmak durumunda kalacak.
Şimdi bu noktadan sonrası için gelin biraz niyet okuyalım:
Fitch 2017 yılında Türkiye için 2 değerlendirme yapacağını, ilk rapor açıklama tarihini 27 Ocak 2017 olarak duyurdu.
Merkez Bankası 2017 yılının ilk PPK toplantısının 24 Ocak 2017 tarihinde gerçekleştirileceğini duyurdu.
BDDK Başkanı Mehmet Ali Akben, kredi derecelendirme kuruluşu Fitch'in Türkiye'nin kredi notunu düşürmesi durumunda hiç bir Türk bankasının sermaye yeterliliğinin %12'nin altına düşmeyeceğini söyledi.
Bir bağımsız, iki bağımlı değişkenden oluşan bu denklemi siz nasıl çözersiniz?
Ya da şöyle sorayım, kulaklara kar suyu kaçıran BDDK Başkanının açıklaması sonrası topu penaltı noktasına Fitch açıklamasının öncesinde mi koyarsınız?
***
Gerd Müller’den açtım mevzuyu Martin Palermo ile bağlayayım.
Kolombiya maçında kazanılan 3 penaltıdan da yararlanamayan Arjantinli Martin Palermo, uluslararası bir maçta 'en çok penaltı kaçıran futbolcudur'.