Oğluna ne süt içirebildiğini ne de yumurta yedirebildiğini büyük kederle anlatan bir arkadaşıma, olaya bu kadar karamsar yaklaşmaması gerektiğini söylediğimde, başka hangi gıdadan bunları kolayca alabilir diye soran gözlerle bakmıştı yüzüme.
Kek yedir, dedim, yumurtayı ve sütü kekte sevdiklerine sen de şaşıracaksın.
Bizim zamanımızda ortaokulda, şimdilerde ilkokulda anlatılan “Kümeler” konusundaki kesişim kümesine güzel bir örnekti verdiğim aslında.
Bunu hiç yumurta sevmeyen kızımdan öğrenmiştim. Yumurtanı nasıl yersin diye sorduğumuzda hala “kekte” diye cevap verir.
***
Dün veri terminallerine düşen tüm haberlerin yıldızı Merkez Bankası’ydı dersem abartmış olmam. Önce 2017 Yılı I. Enflasyon Raporu’nun basın toplantısında TCMB Başkanı Murat Çetinkaya’yı dinledik. Ardından geçtiğimiz hafta yapılan Para Politikası Kurulu Toplantı Özetlerini aldık. Son olarak Hükümetle beraber belirlediği enflasyon hedefinin %5’i her iki yönde de 2 puandan daha fazla aşması nedeniyle hükümete yazdığı Açık Mektubu okuduk.
Bu üçünün kesişim kümesini şöyle özetleyeyim:
Ocak ayına ilişkin öncü göstergelerin, gıda yıllık enflasyonunun işlenmemiş gıdaya bağlı olarak artmaya devam edeceğini; enerji grubu enflasyonundaki artış eğiliminin, döviz kuru gelişmelerine bağlı olarak Ocak ayında da süreceğini öğrendik. Toplam talep koşullarındaki düşüş eğilimine rağmen, döviz kuru gelişmelerinin gecikmeli etkisi ve işlenmemiş gıda fiyatlarındaki oynaklık nedeniyle kısa vadede enflasyondaki belirgin yükselişin devam edebileceği öngörülüyor.
Sanayi üretiminde elektrik ve taşıt üretimi ile ihracat verilerinin Aralık ayında ılımlı bir artış kaydedebileceğine işaret ettiğini, baz etkisinin de katkısıyla son çeyrekte dönemlik bazda kayda değer bir artış beklendiğini ancak bu iyileşmenin ılımlı seyrettiğini ve sektörler geneline yayılmadığını gördük. 4. Çeyrek PMI verisinde nötr seviyenin üzerine çıkan yeni ihracat siparişlerinin ve artış kaydeden toplam siparişler olumlu sinyaller verirken, otomobil ve beyaz eşyada öne çekilen talebe bağlı olarak güçlü seyir söz konusu.
Perakende sektöründe daha belirgin olmak üzere hizmetlerde talebin gerilediği görülüyor. Alınan destekleyici teşvik ve tedbirlerin katkısıyla iktisadi faaliyetteki ılımlı toparlanma eğiliminin devam etmesi bekleniyor.
Turizm sektöründeki görünümün cari denge üzerindeki olumsuz etkisinin devam ettiği, dış ticaret hadlerindeki gelişmelerin gecikmeli yansımalarının ve kredilerin ılımlı seyrinin bu etkiyi sınırladığı; ayrıca emtia fiyatlarının cari açık üzerindeki olumlu etkisinin önümüzdeki dönemlerde kademeli olarak azalmasının beklendiği ifade ediliyor.
Yeni iş ilânları ve işsizlik sigortası başvuruları gibi öncü göstergelerin, istihdamın zayıf seyrettiğine ve işsizlik oranlarının yüksek seyretmeye devam edeceğine işaret ettiği belirtilerek iktisadi faaliyetin son çeyrekte kısmi bir toparlanma olmakla birlikte 2016 yılında büyümenin ılımlı bir düzeyde gerçekleşeceği öngörülüyor.
Piyasalarda yaşanan oynaklığın güven kanalı üzerinden yansımaları, küresel ve jeopolitik gelişmelerin finansal koşullar üzerindeki olası etkisi ve turizm görünümünde henüz kayda değer bir iyileşme sinyali bulunmamasının ise ekonomideki toparlanmanın gücünü sınırladığı ifade ediliyor.
2017 yılı ilk çeyreğinde tüketici kredilerinde gözlenen canlanmanın bir miktar ivme kaybedebileceği değerlendiriliyor. Yakın döneme ilişkin göstergeler Türk lirasındaki değer kaybı ve güven kanalının da etkisiyle yılın ilk çeyreğinde yurt içi talebin yavaşlayabileceğine işaret ediyor. Belirsizliklerin ve finans piyasalarındaki oynaklığın azalmasıyla birlikte takip eden dönemde ekonominin ana eğilimine dönerek 2017’de ılımlı bir büyüme sergilemesi bekleniyor. Turizm gelirlerindeki toparlanmanın hızı, küresel ekonomik görünüm, gelişmiş ülke para politikalarına ilişkin belirsizlikler ve jeopolitik gelişmeler iktisadi faaliyet üzerinde aşağı yönlü risk oluşturuyor.
Toplam talep koşulları enflasyona düşüş yönlü katkısını sürdürse de döviz kuru ve emtia fiyatlarındaki artışlarla çekirdek enflasyonun ana eğilimi yükseliyor. Kısa dönemde işlenmemiş gıda fiyatlarındaki baz etkileri ve Türk lirası cinsinden ithalat fiyatlarında gözlenen gelişmelerin enflasyon üzerinde belirgin bir yukarı yönlü etki yapması bekleniyor. Enflasyonun, toplam talepteki ılımlı seyrin sınırlayıcı etkisine rağmen maliyet baskılarıyla yüksek seviyelerini bir müddet koruyacağı, yılın ikinci yarısından itibaren ise kademeli bir düşüş sergileyeceği öngörülüyor.
Tahminler oluşturulurken gıda talebindeki turizm kaynaklı yavaşlama ve Gıda Komitesi çalışmalarının olumlu katkısına rağmen işlenmemiş gıda fiyatlarındaki baz etkileri, olumsuz hava koşullarının gıda arzı üzerindeki olası etkileri ve döviz kuru gelişmelerine bağlı olarak yüksek gerçekleşeceği varsayılıyor.
2017 ve 2018 yıl sonu enflasyon tahminleri sırasıyla 1,5 puan ve 1 puan yukarı yönlü güncellenmiş. Enflasyonu düşürmeye odaklı ve sıkı bir politika duruşu altında, enflasyonun %5’lik hedefe kademeli olarak yakınsayacağı; 2017 yılında %8 olarak gerçekleşeceği; 2018 yılında ise %6’ya geriledikten sonra 2019 yılında %5 düzeyinde istikrar kazanacağı öngörülüyor.
Döviz piyasasında oynaklığın belirgin biçimde artması maliyet kanalıyla olduğu kadar beklenti ve fiyatlama davranışı kanalıyla da enflasyon üzerinde yukarı yönlü risk oluşturuyor. İktisadi faaliyetteki toparlanmanın öngörülenden daha yavaş gerçekleşmesi durumunda talep koşullarının enflasyon üzerindeki düşürücü etkisi öngörülenden daha belirgin olabilir.
Sonuç olarak TCMB, risklerin yukarı yönlü olduğuna dikkat çekiyor; para politikasında, fiyat istikrarı temel hedef, o nedenle piyasa oynaklığını yönetmeyi amaçlıyor; eldeki bütün araçlar kullanılarak gerektiğinde ek sıkılaştırma tedbirleri alınacağını söylüyor ve benchmark olarak aldığı bir faiz oranı yok.
***
Keki güzel yapan malzemenin birbirine tamamen karışana kadar iyice çırpılmasıdır. Yalnız şunu unutmamak gerekir ki, kızımın bile küçük yaşlarında anladığı gibi, aslında herkes içindeki malzemeyi tek tek bilir!