Rüzgarın tadı en çok uçurtma uçurulurken çıkar diye düşünürdüm ta ki, yelken yapıncaya kadar. Küçük bir teknede rüzgarın gücüyle ilerlemenin verdiği keyif bambaşkaymış. Motor sesinden nefret edip rüzgarın sesine aşık olmak da varmış. Hele bir de rüzgarın nereden geldiğine aldırmadan tekneyi götürebiliyorsanız değmeyin keyfinize.
***
Uluslararası Finans Enstitüsü (IIF), Perşembe günü (dün) yayınladığı raporda rüzgarın döndüğünden, havanın oturmadığından bahsediyor. Gelişmekte Olan Piyasalara (GOP) doğrudan yabancı yatırımın 2017’de finans krizinden bu yana en düşük seviyede olacağını öngörüyor.
Makro ekonomide olumlu gelişmelere ve yılın ilk haftalarında Gelişmekte Olan Ülkeleri (GOÜ) hisse senedi ve tahvil girişleri almış olmasına rağmen sermaye akışının geçtiğimiz 3 yılda olduğu gibi negatif olmasını bekliyor.
2017'de sermaye akımlarında hafif bir yükseliş olacağı öngörülmekle beraber, politik riskler ve küresel ortamdaki potansiyel bozulmanın, temkinli duruşu beraberinde getireceğini düşünen IIF, 2016’da 616 milyar dolar, 2015’te 735 milyar dolar net çıkışın görüldüğü GOP’lardan 2017’de 489 milyar dolar çıkış olacağını söylüyor. En büyük çıkış da 560 milyar dolarla Çin’den. Diğer 24 gelişmekte olan ülkeye ise 2016 yılının iki katına yakın, yaklaşık 70 milyar dolarlık giriş olmasını bekliyor.
Yatırımcıların, ABD'de Donald Trump’ın başa geçmesi sonrası küresel ekonominin büyümesine katkısı olacağı umudu taşıdığını, öte yandan yine ABD’nin alacağı korumacı önlemlerin ve Fransa’daki seçimlerin tereddüde neden olabileceği vurgulanıyor.
Trump'ın, yurt dışındaki ABD yatırımlarının tekrar ülkeye dönmesi konusundaki tutumunun, GOP’lara akacak doğrudan yabancı yatırımlar için bir tehdit olduğu ifade edilen raporda, 2015 yılında 526 milyar dolar olan doğrudan yatırımların 2016 yılında 410 milyar dolara, 2017 yılında ise kriz sonrasının en düşük seviyesine, 385 milyar dolara inmesinin beklendiği; bundan en fazla etkilenecek olan ülkelerin de Meksika ve Güney Afrika olacağı belirtiliyor.
Makro ekonomik temelleri daha güçlü olan GOÜ’lerin bu süreçte ayrışacağı, buna rağmen GOÜ’lerin dışsal faktörlere, özellikle de güçlü dolardan etkileneceği vurgulanarak Trump ve danışmanlarının tutum ve söylemlerinin belirleyici olacağı ifade ediliyor. 2017'de ABD dolarında sınırlı bir yükseliş beklenirken yine de aşırı iyimser olunmaması gerektiği konusunda uyararak, küresel ticarette yaşanacak bozulmanın etkilerinin ülkeden ülkeye farklılık göstereceğini de belirtiyor IIF.
Gelin Türkiye’de nasıl seyretmiş portföy akımları bir de ona bakalım.
Yurt dışında yerleşik kişilerin 3 Şubat itibarıyla portföyünde, bir önceki hafta 35,782 milyar dolar olan hisse stok miktarı 38,774 milyar dolara, 23,964 milyar dolar olan DİBS stok miktarı 24,981 milyar dolara çıkarken, 833,7 milyon dolar olan özel sektör tahvil ve bonoları
833,5 milyon dolara gerilemiş vaziyette.
Piyasa fiyatı ve kur hareketlerinden arındırılmış olarak hesaplandığında hisse senedi değerinde 348,8 milyon dolar, DİBS değerinde 169,7 milyon dolar, özel sektör bonolarında 7,6 milyon dolar yükseliş söz konusu. 2017 yılında hisse ve DİBS toplam giriş rakamı ise bu hafta 368 milyon dolar ile tekrar artı tarafa geçmiş durumda. DİBS'te üç haftalık hızlı çıkış sonrası bir yabancı girişi yaşandığı gözleniyor.
***
Eğer hava oturmuşsa yelken yaparken rüzgarı yandan alıp apaz seyrederek hızlı gitmek en güzelidir. Her ne kadar rakamlar Türkiye’ye geçtiğimiz hafta giriş olduğunu gösterse de IIF’in son raporu rüzgarın pruvadan estiğini söylüyor.
Biz yine de “pruvamız neta, rüzgarımız da kolayına olsun” diyelim.
İyi bir hafta sonu dileklerimle.