Pazartesi günkü “Günebakan” yazısını “sıkılmıştım ben de biraz hep aynı yerde durmaktan” diyerek bitirmiş ve 10 Mart Cuma gününe kadar izninizi istemiştim. Bu küçük molada aklımın bir köşesinde hep Cevat Çapan’ın Kavafis’den çevirdiği “Şehir” şiirinden şu mısralar dolanıp durdu:
“Yeni bir ülke bulamazsın, başka bir deniz bulamazsın.
Bu şehir arkandan gelecektir.
Sen gene aynı sokaklarda dolaşacaksın,
aynı mahallede kocayacaksın;
aynı evlerde kır düşecek saçlarına.
Dönüp dolaşıp bu şehre geleceksin sonunda.”
Üç gün ekonomiyle ilgili hiçbir şeye bakmayacağıma söz vererek gittim; ama dönüp dolaşıp bu şehre geleceğimi bildiğimden tabi ki duramadım, baktım.
***
Merkez Bankası ile ilgili önümüzdeki hafta ziyadesiyle konuşacağımız için onu şimdilik bir kenara bırakıyorum. Hele OECD’nin yayınladığı "Ara Ekonomik Görünüm" raporundan bahsedip canınızı hiç sıkmayayım; ama merkezi yönetim bütçesinin öncüsü olan Şubat ayı Hazine Nakit Gerçekleşmelerine ilişkin birkaç kelam etmek gerekiyor.
Hazine Şubat ayı Nakit Gerçekleşmeleri incelendiğinde nakit dengesinin 20,1 milyar TL açık verdiği görülüyor. Bir önceki yılın aynı döneminde açık 9,6 milyar TL düzeyindeydi. Faiz dışı nakit dengesine baktığımızda ise 2016 Şubat ayında 6,0 milyar TL açık söz konusuyken bu dönemde açığın 14,5 milyar TL’ye yükseldiği görülmekte. Şubat ayında özelleştirme ve fon gelirlerinden bir katkı gelmezken faiz ödemelerinin 3,7 milyar TL’den 5,6 milyar TL’ye çıkması ve faiz dışı giderlerdeki %26,5’lik artış dikkat çekmekte.
Ocak-Şubat itibarıyla 2016’da nakit dengesi 6,2 milyar TL açıktan 2017’de 10,6 milyar TL açığa çıkarken, faiz dışı denge 1,3 milyar TL açıktan 3,9 milyar TL açığa yükselmiş durumda. Gelirlerin artış hızı %12,8 olurken giderlerin artış hızı %16,5 oldu. Seyir konusunda bir fikir vermesi için yukarıdaki tabloda 2016 yılı nakit gerçekleşmelerinin toplamı da bulunmakta. 2016 yılının tamamında gerçekleşen nakit dengesi açığının %28’ine daha ikinci aydan ulaşmış vaziyetteyiz. Faiz dışı dengedeki bozulma ise daha hızlı. Bunlar bütçe için hiç iyi haberler değil.
Hiç canınızı sıkmayayım dedim anlattığım şeye bakın! O zaman Ocak ayı sanayi üretiminden bahsedeyim.
Sanayi üretim endeksi arındırılmamış veride yıllık bazda %4,2 artış gösterirken takvim etkisinden arındırılmış endekste %2,6, mevsim ve takvim etkisinden arındırılmış endekste %2,2 arttı. Beklenti takvim etkisinden arındırılmış sanayi üretiminde %1,9, arındırılmamış sanayi üretiminde %4,1 artış olacağı yönündeydi. Arındırılmamış seride 2016 yılının Ocak ayında bir önceki yılın aynı ayına göre %3,6 artış yaşanırken, takvim etkisinden arındırılmış seride %5,8, mevsim etkisinden arındırılmış seride %5,7 artış gerçekleşmişti. Bu rakamlar ve bir önceki yılın Ocak ayı gerçekleşmeleri, sanayi üretiminin yıla ılımlı bir başlangıç yaptığına işaret ediyor.
Takvim etkisinden arındırılmış verilerin detaylarına baktığımızda ara malı grubu bir önceki ay olduğu gibi daralmaya devam ederek yıllık bazda %3,5 azaldı ve gelecek üretim performansına ilişkin olumlu sinyaller vermemeye devam etti. Verilen vergi teşviklerinin etkisinin dayanıklı ve dayanıksız tüketimde sınırlı bir katkı yaptığı görülürken tüketici güvenindeki zayıf seyrin de bunda etkisi olduğunu düşünmekteyim. En büyük artışın %13 ile sermaye malı grubunda ve %6,9 ile enerji grubunda olması özel yatırım iştahını göstermesi açısından önemli ve umut verici.
***
Hazine nakit gerçekleşmeleriyle canınızı sıktım ama sanayi üretimiyle ekonomiyi bu haftalık tatlıya bağladım sanırım.
Döviz kurları mı dediniz?
Üç gün bu konuyla ilgili hiçbir şey konuşmayalım. Amerika’da Fed’in Açık Piyasa Komite kararları, bizde ise Merkez Bankası’nın Para Politikası Kurulu toplantısı kararlarıyla kendinden çok söz ettirecek zaten; biz kaçsak da tıpkı bu şehir gibi arkamızdan gelecek.
Güzel bir hafta sonu dileklerimle.