Yanında biri hapşırdığında “çok yaşa” demeyen yoktur sanırım. Peki o kişiye “çok yaşa” deme eşiğiniz nedir hiç düşündünüz mü? Kaç hapşırıktan sonra “çok yaşa” demekten vazgeçersiniz? Sahneyi gözünüzün önünde şöyle canlandırayım:
Bir kişi hapşırıyor, diğeri “çok yaşa”, hapşıran “sen de gör” diyor sonra tekrar hapşırıyor ve... Bu böyle devam edip gitmiyor tabii, bir yerde dur demek gerekiyor.
Benim için bu sayının iki olduğuna karar vermiştim uzun zaman önce. Hatta sırf bu yüzden karşımdakine “ölümsüzlük” payesini hemen vermeyip, bir nefes beklediğim olur.
***
Son dönemde açıklanan Ödemeler Dengesi İstatistiklerinde hep aynı şeyleri görünce artık “çok yaşa” demekten vazgeçmiş ve olağanüstü bir şey olmadığı müddetçe yazmamaya karar vermiştim; ama Nisan ayı cari açık rakamları kinayeli bir şekilde “sen de gör” deyince yazmak farz oldu.
Nisan ayında Cari İşlemler Dengesi beklentilere paralel 3,615 milyar dolar açık verirken geçen yılın aynı döneminde açık 3,073 milyar dolar düzeyindeydi. Bir önceki ay 32,685 milyar dolar olan birikimli cari açık 33,227 milyar dolara yükselirken altın ve enerji dışı 12 aylık birikimli çekirdek açık 5,757 milyar dolardan 5,346 milyar dolara geriledi.
Geçen yıl Nisan ayında 2,970 milyar dolar olan dış ticaret açığı yüzde 19 artarak 3,533 milyar dolar olurken hizmetler dengesinde kısmi toparlanma olduğu görülüyor. Hizmetler dengesi yüzde 45 artışla 1,112 milyon dolar olurken, yatırım gelir gider dengesinden oluşan Birincil Gelir Dengesi değişmeyerek 1,192 milyar dolar açık şeklinde gerçekleşti.
Açığın finansmanına baktığımızda ise 362 milyon dolarlık doğrudan yatırım girişi ve 3,259 milyar dolarlık da portföy girişi olduğu görülüyor. 40 milyon dolarlık yükümlülük ve net hata noksanda 3,873 milyar dolarlık çıkışlar sonrası 3,819 milyar dolarlık rezerv kullanımı gerçekleşmiş durumda. Portföy yatırımlarının detaylarına baktığımızda sermaye girişlerinin ana kaynağı hazinenin Eurobond ihracı (1,250 milyar dolar) ile yabancıların DİBS alımları (net 1,347 milyar dolar) olurken hisse senetlerine de 307 milyon dolarlık giriş olmuş vaziyette.
İhracat ve ithalat verilerini altın etkisini dışarıda bırakarak değerlendirdiğimizde net altın etkisi 405 milyon dolar ithalat yönünde olurken net turizm gelirlerinin bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 29 artışla 888 milyon dolar olarak gerçekleşmiş olduğu görüyoruz. Birikimli turizm gelirlerindeki azalış hız kesmekle beraber 2016 yılındaki 18,743 milyar dolar düzeyinden 18,298 milyar dolar düzeyine gerilemiş durumda.
Rakamlar böyle arka arkaya sıralanınca “sen de gör” denilen yerler görünmez oluyor, farkındayım. O halde önce olumlulardan başlayarak görüntü ayarlarını netleştireyim.
Nisan’da cari açık beklentiler doğrultusunda çıktı ve yıllık bazda neredeyse yatay seyretti. Çekirdek açık dediğimiz altın ve enerji dışı açık son 10 ayın en düşük seviyesine geriledi. Turizm giderleri daralırken gelirlerinde artış var.
Olumsuzlar ise şunlar:
Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Mayıs ayı geçici dış ticaret verileri ihracatın yüzde 9,5 ithalatın ise yüzde 21,4 arttığına işaret etmişti. Artan dış ticaret açığına paralel olarak cari açık Mayıs’ta tekrar yükselişe geçecek. Hatta pazartesi günü açıklanan büyüme rakamları ve ikinci çeyrek öncülerine bakarak diyebiliriz ki, yaz döneminde yükselmesi neredeyse kaçınılmaz.
***
Size “çok yaşa” diyen birine “sen de gör” deseniz bile arka arkaya hapşırmaya başladığınızda asıl siz göremiyorsunuz; çünkü gözler açıkken hapşırmanın teknik olarak mümkün olmadığını söylüyor bilim insanları.