top of page
Ara
Yazarın fotoğrafıAli Orhan Yalcinkaya

Kurutma Makinesi


Sözcükleri çığrından çıkardığımız zamanlardı.

Sözcükler kontrolden çıkınca cümleler de yolundan çıkıyordu haliyle. Tartışırken gerçeklerden uzaklaştığını fark ettiğim bir arkadaşıma “saçmalama!” dediğimde, “saç malanmaz, taranır” diyerek karşılık verebiliyordu mesela.

Oysa, intikam soğuk yenen bir yemekti. O arkadaşım bana “saçmalama!” dediğinde, ben ona “saçma lama ise kurşun deve midir?” diye karşılık verebiliyordum.

Liseli ergenlerin -hoş o zamanlar daha çok gergendik (çığrından çıkmış bir sözcük daha)- amatör eğlencesi diye aklınızdan bir düşünce geçebilir, geçmesin.

Ellili yaşlarına merdiven dayamış deneyim sahibi insanlar olarak mesela, İstanbul’un iki güzide yeri Mecidiyeköy ve Ümraniye üzerinden şöyle cümleler kurabiliyoruz:

“Haydi anladık Meci diye köy var, Ümra niye var?”

***

Geçtiğimiz hafta Para Politikası Kurulu (PPK) faizlerde beklendiği üzere değişikliğe gitmedi. Marjinal fonlama oranını (üst bant) yüzde 9,25’te, Merkez Bankası borçlanma faiz oranını yüzde 7,25’te, politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranını yüzde 8’de ve Geç Likidite Penceresi’nden gecelik vadede borç verme faiz oranını yüzde 12,25’te sabit tutarak sıkı para politikası duruşunu korudu.

Yayınlanan metinde, iktisadi faaliyetin kademeli toparlanma sergilemekten güçlü toparlanmaya döndüğüne işaret edilirken; bir önceki toplantıda “gıda fiyatlarındaki oynaklık enflasyonun hızlı bir yükseliş göstermesine neden olmuştur” şeklinde yer alan ifadenin “gıda fiyatlarında beklenen kısmi düzeltmenin sınırlayıcı etkisi” şekline dönüştüğünü gördük. Risk iştahında gözlenen artışın neden olduğu maliyet kaynaklı baskılara ise hiç değinilmemişti.

Duruşun değişmemesindeki en önemli sebebin büyüme kaynaklı olduğuna dair işaretler var. Niye diye soracak olursanız, çıktı açığının, yani ekonominin fiili çıktısı ile potansiyel çıktısı arasındaki farkın, fiyatlar üzerinde eskisi kadar baskı oluşturmayacağına dair beklentisi olabilir. Bir diğer sebep ise PPK’dan bir gün önce açıklanan Federal Açık Piyasa Komitesi (FOMC) kararlarının detaylarından öğrendiğimiz bilanço küçültülmesine ilişkin programın küresel risk iştahı üzerinde yaratacağı belirsizlik olabilir.

Bir üçüncü sebep de bütçenin yaratmış olduğu alan olabilir.

Nitekim Mayıs ayı bütçe gerçekleşmelerine baktığımızda 2016 Mayıs ayında 3,6 milyar TL fazla veren bütçenin bu yılın aynı döneminde 6,4 milyar TL fazla verdiğini görmekteyiz; 8,7 milyar TL fazla veren faiz dışı denge ise 10,0 milyar TL fazla vermiş durumda. Bir önceki yılın Ocak-Mayıs döneminde 9,1 milyar TL olan bütçe fazlası bu dönemde 11,5 milyar TL açığa dönüşürken, faiz dışı denge de 33,2 milyar TL’den 14,2 milyar TL’ye gerilemiş vaziyette.

Nisan’da 52,5 milyar TL olan 12 aylık birikimli bütçe açığı Mayıs’ta 49,8 milyar TL’ye gerilerken Bütçe Açığı/GSYH oranı OVP hedefiyle uyumlu olarak yüzde 1,9 oldu. Faiz hariç giderler yüzde 16,2 artarken, cari transferler ve sermaye giderlerindeki artışlar dikkat çekici. Bütçe giderlerindeki artış hızı yüzde 20,2 ile gelirlerdeki yüzde 10,5 artış hızının üzerinde gerçekleşti.

Bütçedenin gelir detaylarına baktığımızda ise yurtiçi ekonomik aktivitedeki eğilimi takip ettiğimiz dâhilde alınan KDV bir önceki yıla göre yüzde 4,1 artış ile sınırlı kalırken, iç talebin seyri hakkında sinyal veren ÖTV gelirleri yüzde 8,2 artış kaydetmiş. Dış ticaretin seyri hakkında fikir veren ithalde alınan KDV’nin ise geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 24,4 arttığı görülmekte.

Mayıs ayında bütçenin toparlanmasında vergi gelirlerindeki artışın katkı sağladığı çok net bir biçimde görülmekte. Bunda da vergi yapılandırmasının etkisinin olduğunu söylemek gerekiyor. Bütçe verilerine enflasyondan arındırılmış olarak baktığımızda giderler yüzde 0,2 azalırken, genel bütçe vergi gelirlerindeki artışın yüzde 3,9 olduğu görülüyor. Maliye Bakanlığı sürekli olarak vergi yapılandırmalarına gidemeyeceğine göre bundan sonra bütçe gelirlerinde artışın devamı nasıl sağlanacak, haklı bir soru oluyor haliyle. O noktada da büyüme rakamları umutları tazeliyor.

GSYH ilk çeyrekte yüzde 5 artarken, ikinci çeyreğe ilişkin öncüler de benzer bir büyümenin yakalanabileceğinin sinyallerini veriyor. Buna bir de 3. çeyrekteki olumlu baz etkisini eklediğimizde, bütçe için daha umutlu bakabiliyoruz. Bu nedenle diyorum, PPK bütçenin sağlamış/yaratmış olduğu bu alandan faydalanmak istemiş olabilir.

***

Ekonomik gidişatı rakamlara bulaşmadan anlatmanın pek mümkünatı yok malesef.

Evet, çok haklısınız, rakamlar böyle makine gibi arka arkaya dizilince, okurken insanın içi kuruyor. En azından benim öyle oluyor. İşte öyle zamanlarda sözcükleri çığrından çıkarıp, avaz avaz bağırmak istiyorum:

“Böyle kurutacaksan kurutma makinesi!”

İyi bir hafta dileklerimle.


15 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör
bottom of page