Kol açıklığı ile insanın boyu arasında bire bir ilişki olduğunu eminim duymuşsunuzdur. Kollarınızı yanlara doğru yere paralel uzatabildiğiniz kadar uzattığınızda bir parmak ucundan diğerine olan mesafe boyumuzu vermekte. Kalça ile diz arasındaki uyluk kemiğinin uzunluğu ise boyumuzun yaklaşık dörtte biri kadardır. Ya da başımızın üst kısmından çenemize olan kadar mesafe boyumuzun altıda biridir. Ama baş vücut oranı ile ilgili şöyle bir parantez açmakta fayda var: Küçük bir çocuk için bu oran bire dörtken yetişkin biri için bire sekiz de olabiliyor; ama dağılıma baktığınızda bire altıdır demek gerekiyor.
Fazlasını merak ediyorsanız BBC’nin “The Code“ belgeselini izlemenizi tavsiye ederim.
***
Ekonomik verilere ilişkin yaptığımız da bundan farkı değil. Bir takım verilere bakarak boyumuzun ölçüsünü almaya çalışıyoruz aslında.
Örneğin Cuma günü açıklanan Haziran ayı Cari İşlemler Dengesi 3,8 milyar dolar açık verdi. Geçen yılın aynı ayında açık 4,9 milyar dolar düzeyindeydi. Böylece bir önceki ay 35,5 milyar dolar olan birikimli cari açık 34,3 milyar dolara gerilemiş oldu. Beklenti 4,1 milyar dolar açık düzeyindeydi. Altın ve enerji dışı 12 aylık birikimli çekirdek açık ise 4,9 milyar dolardan 1,9 milyar dolara gerilerken cari açığın GSYH’a oranı da yüzde 4,01’e geriledi. Orta Vadeli Plan’da 2017 yılında cari işlemler dengesi 32,0 milyar dolar açık olarak öngörülmüştü.
Geçen yıl Haziran ayında 5,2 milyar dolar olan dış ticaret açığı yüzde 13 gerileyerek 4,6 milyar dolar olurken, hizmetler dengesinin turizmin verdiği destekle bir önceki ay 1,2 milyar dolar düzeyinden 1,7 milyar dolara yükseldiği görülüyor. Yatırım gelir gider dengesinden oluşan Birincil Gelir Dengesinin ise 1,0 milyar dolar açıktan 1,2 milyar dolar açığa yükseldiği izleniyor.
Finansman tarafında 0,515 milyar dolarlık doğrudan yatırım çıkışına rağmen portföy yatırımlarının 4,2 milyar dolar, diğer yatırımların 2,0 milyar dolar artmasıyla sermaye girişi bir önceki aya göre sınırlı oranda azalsa da 5,7 milyar dolar ile güçlü kalmaya devam ettiği görülüyor. Net hata noksanda 0,987 milyar dolarlık giriş de dikkate alındığında rezervlerde 2,9 milyar dolarlık artış gerçekleşmiş durumda. Portföy yatırımlarının detaylarına baktığımızda borçlanma araçlarına 3,8 milyar dolar ve hisse senetlerine 0,693 milyar dolar giriş söz konusu. Borçlanma araçlarının ayrıntılarında ise kamunun borçlanma senetlerine 2,3 milyar dolar girdiği ki bunun 1,221 milyar doları Eurobond ihracından, 1,420 milyar dolarının ise bankaların ihraçlarından kaynaklandığı görülüyor. Bankaların uzun vadeli dış borç çevirme oranı Haziran’da 12 aylık birikimlide yüzde 93’e gerileyerek 2010 Mart’ından bu yana gördüğü en düşük seviyeye inerken diğer sektörlerin borç çevirme oranı yüzde 123’den yüzde 110’a gerilemiş vaziyette.
İhracat ve ithalat verilerini altın etkisini dışarıda bırakarak değerlendirdiğimizde net altın etkisi 1,3 milyar dolar ithalat yönünde olurken net turizm gelirlerinin bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 30 artışla 1,4 milyar dolar olarak gerçekleşmiş. Birikimli turizm gelirlerindeki azalış hız kesmekle beraber 2016 yılındaki 18,7 milyar dolar düzeyinden 18,6 milyar dolar düzeyine gerilemiş durumda.
Cari açığın daralması ve finansman tarafındaki güçlenmeye, rezerv birikiminin de eklenmiş olmasını olumlu değerlendirmekle beraber önümüzdeki aylarda, ihracattaki olumlu seyre rağmen iç talepteki canlanmanın ithalata yansıması ve enerji faturasındaki olası artış, cari açığın tekrar genişleme eğilimine geri döneceğini düşündürüyor. Muhtemelen bu sene bir daha bu kadar düşük bir açık rakamı görmeyeceğiz. TL’deki değer kaybının rekabet gücüne sağlayacağı katkı ile AB kaynaklı talep ve turizmin desteği ki o da Ağustos ayından sonra yavaşlayacak, bu gidişatı dengeleyebilir.
Peki ya bu hafta açıklanacak olan işgücü istatistikleri?
Mart, Nisan ve Mayıs aylarını kapsayan Nisan döneminde işsizlik bir önceki aya göre 120 baz puan gerileyerek yüzde 10,5 olurken, mevsim etkilerinden arındırılmış işsizlik oranı yüzde 11,3’e, tarım dışı işsizlik oranı ise yüzde 13,4’e gerilemişti. Öncü göstergeler, sektörler geneline yayılan istihdam artışlarının önümüzdeki dönemde de devam edebileceğine dair sinyaller içermekte. Tüketici Güven Endeksi’nin alt kalemlerinden “Gelecek 12 aylık dönemde işsiz sayısına ilişkin beklenti endeksi” Mayıs ayında olumlu ilerleme kaydederken; Kapasite Kullanım Oranı’nın güçlü seyri de istihdam piyasasına olumlu yansıyacaktır. İstihdam teşvikindeki yeni düzenlemenin de olumlu katkısı olacaktır. Hizmet, perakende ve inşaat sektörlerine yönelik gelecek üç ay istihdam beklentilerinde de artış söz konusu. Hükümet istihdama teşvik için 3 ay işsiz olma şartını 10 güne indireceklerini belirtmişti.
Bunlara bakarak gidişatın nereye olduğunu ise Enflasyon Raporu’ndan alıntılayarak aktarayım:
“2017 yılı ile birlikte işgücü piyasasında 2016 yılında gözlenen bozulma durmuş, işsizlik oranlarında düşüş kaydedilmeye başlamıştır. Bu düşüş, ikinci çeyrekte sektörel yayılımı artan istihdam artışlarının etkisiyle ilk çeyreğe göre hızlanmıştır. Ekonomideki toparlanmanın güç kazanmasıyla birlikte önümüzdeki dönemde istihdam yansımalarının daha belirgin olması ve işsizlik oranlarındaki düşüş eğiliminin sürmesi beklenmektedir.”
Güzel bir hafta dileklerimle.