top of page
Ara
  • Yazarın fotoğrafıAli Orhan Yalcinkaya

Ben Kolay Ölmem!


Çocukken geçirdiği bir kaza nedeniyle dili tutulup konuşamayan ve bunun tedavisi için para biriktiren, çiçek satarak hayatını kazanan Zeynep’in yolu, hapisten kaçan ve babası ile bir polisi öldüren beş azılı mahkûmla kesişir. Sonrasında öfkenin ve intikam arzusunun (tamam, aşk da var) at başı koştuğu bir aksiyon filmidir Filiz Akın ile Ediz Hun’un başrolleri paylaştığı 1973 yapımı “Karateci Kız”.

Değme suikastçıya taş çıkartacak kadar iyi silah kullanmakla kalmaz, içinden bir de Jackie Chan çıkar Zeynep’in. O kara kuşak bağlarken, peşinde olduğu mahkûmlar karalar bağlayacaklarından habersizdir. İşte o azılı mahkûmlardan sıra Ferruh’a (Bülent Kayabaş) geldiğinde, dünya film tarihinin en efsanevi ölümlerinden birine tanıklık ederiz.

Bizler, öldürmeyen Allah öldürmüyor, diyerek izlerken Ferruh ölmelere doyamaz ağır çekimde. Sinema tarihinin en uzun ölüm sahnesini çekmek de rahmetli Bülent Kayabaş’a nasip olur böylece.

***

2016 yılına Amerika Merkez Bankası Fed’in dört faiz artırımı yapacağı olasılığı ile girmiştik. Bu ihtimal Gelişmekte Olan Ülkeler (GOÜ) için özellikle bizim gibi cari açık veren, dış finansmana ihtiyaç duyanlar ülkeler için Dünya Kupası elemelerinde ölüm grubuna düşmekten farksızdı.

Dört faiz artırımı olasılığı ile girilmiş olsa da Fed, 2016’da tek faiz artırımı ile yetindi. Fed’in bu temkinli yaklaşımının, Gelişmekte Olan Piyasalara (GOP) sermaye akışı konusunda geniş alanı sağladığını gördük.

2017 yılına bu sefer üç faiz artırımı beklentisi ile girdik. ABD ekonomisinin performansı düşünüldüğünde, GOP’ların “kusursuz bir dolar fırtınasına” tutulabileceği endişesi hâkimdi. Ve bir önceki yıldan farklı olarak iki faiz artırımı gerçekleştirildiği gibi Aralık ayında üçüncüsünün gerçekleşme olasılığı da yüzde 82,7 olarak fiyatlanmakta (Grafik 1).

Grafik 1:

Buna rağmen Uluslararası Finans Enstitüsü’nün raporu gösterdi ki, küresel borç seviyesi, gelişmekte olan ülkelerin yaptıkları 3 trilyon dolar borçlanmanın etkisiyle 217 trilyon dolara ulaşarak rekor kırdı (Grafik 2). 2017 ilk çeyrek sonu itibariyle borç stokunun dünya yıllık GSYH'sına oranı yüzde 327'ye ulaştı. 2016 yılında gelişmiş ekonomilerde kamu ve özel sektör borcu toplam 2 trilyon dolar azalırken, gelişmekte olan ekonomilerde borç 3 trilyon dolar artarak 56 trilyon dolara yükseldi.

Grafik 2:

İçeride de durum bundan farklı değil (Grafik 3). Yurt dışı yerleşiklerin DİBS ve hisse senedi piyasasında gerçekleştirmiş oldukları net hareketler artışa işaret etmekte. Ama burada şu parantezi açmakta fayda var: Sermaye girişlerinin niteliğini de izlediğimiz Ödemeler Dengesinde kompozisyonun uzun vadeden kısa vadeye doğru yer değiştirdiği görülüyor.

Grafik 3:

Yıla başlarken bu sene küresel likiditenin azalmasıyla GOP’ların ölmelere doyamaması beklenirken gelinen noktada kimsenin Fed’den ya da Avrupa Merkez Bankası’ndan (ECB) korkusunun olmadığı anlaşılıyor.

Korku olmadığı gibi risk iştahıyla “Vurun ulan, vurun; ben kolay ölmem!” diyerek de meydan okuyor adeta.

Güzel bir hafta dileklerimle.


25 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör
bottom of page