top of page
Ara
  • Yazarın fotoğrafıAli Orhan Yalcinkaya

Mezar Taşındaki Sır


1842 yılında doğan Doktor Samuel Bean ilk evliliğini 1865’te Henrietta Bean ile yapar. 7 ay sonra eşini kaybeden doktor, kısa bir süre sonra Susanna ile evlenir. 1867 yılında 2. eşi de ölür. Onu da ilk eşinin yanına defneden Doktor Bean apansız ebediyete intikal eden eşleri için ortak bir mezar taşı yaptırır.

225 karakterden oluşan bu mezar taşında ne yazdığı yıllarca sır olarak kalır. Mezar taşında ne yazdığını en iyi bilen kişi olan Doktor Bean, 1904 yılında Küba’da tatildeyken tekneden düşüp boğulur ve sır da onunla mezara gider.

Sonrasında şifre çözmeye meraklı amatörlerin akınına uğrar mezarlık yıllarca; tabii ki hiçbiri başarılı olamaz. 1942 yılında mezarların bakımıyla uğraşan görevli, şifreyi çözdüğünü söyler ama o da sırrı kendisiyle beraber mezara götürür.

***

Dün, 2017 yılının 4.Enflasyon Raporu için basının karşısına çıkan Merkez Bankası Başkanı Murat Çetinkaya, aslında hepimizin bildiği sırrı açıkladı:

Bu yıl ve önümüzdeki yıl için enflasyon beklentilerini yükseltti.

2017 sonunda enflasyonun yüzde 9,8 (önceki yüzde 8,7), 2018 yılında yüzde 7,0 (önceki yüzde 6,4) ve 2019 sonunda ise yüzde 6,0 olacağını öngörüyor TCMB.

2017 yılsonu enflasyon tahminindeki Temmuz Enflasyon Raporu’na göre 1,1 puan yukarı yönlü güncellemenin nedeni olarak, Türk lirasındaki değer kaybı ile petrol ve diğer emtia fiyatlarındaki artışın etkisiyle Türk lirası cinsi ithalat fiyatlarında gözlenen yükseliş gerekçe gösteriliyor. 2017 yılı için yüzde 9,8 olarak revize edilen enflasyon rakamının yüzde 9,5 olan Orta Vadeli Plan (OVP) hedefinin üzerinde olduğunu belirtmek gerekiyor.

2018 yılına ilişkin 0,6 puan yukarı yönlü revizyona ilişkin olarak petrol fiyatlarındaki artışa bağlı olarak Türk lirası cinsi ithalat fiyatları varsayımındaki güncellemenin enflasyon tahminini 0,4 puan yukarı çekmesi temel gerekçe olurken, 2017 yılsonu enflasyon tahminin yükseltilmesinin ve enflasyon ana eğilimindeki artış da bir diğer gerekçe olarak sunulmakta.

Bu seneye ilişkin beklentim seneyi çift hanelerde kapatacağımız yönünde (yüzde 10,70). Önümüzdeki yıla ilişkin olarak ise baz etkisinin olumlu etkilerini yaşayacağımızı düşünmekle beraber maliyet kaynaklı baskıları çok daha fazla hissedeceğiz.

Nitekim Enflasyon Raporlarının en sevdiğim bölümleri olan Bilgilendirme Kutucuklarının biri, bu son raporda “Üretici Fiyatlarından Tüketici Fiyatlarına Geçişkenlik” başlığını taşıyan bir çalışmaya ayrılmış. Özet olarak şöyle denilmekte:

Maliyet şoklarına tüketici fiyatlarına kıyasla daha duyarlı olan üretici fiyatlarında yıllık enflasyon son dönemde daha hızlı yükselmiş ve TÜFE enflasyonunun belirgin olarak üzerine çıkmıştır... Yapısı gereği döviz kuru ve ithalat fiyatları şoklarının geçişkenliğinin üretici fiyatlarında daha hızlı olmasının yanı sıra, tanım ve kapsam farklılıkları da tüketici ve üretici fiyatlarının ayrışmasına neden olmaktadır. VAR modelleri kullanılarak yapılan tahminler, üretici ve tüketici fiyatları arasındaki ilişkiyi zayıflatan kalemler dışlanarak çekirdek ilişkiler temel alındığında daha güçlü bir geçişkenliğe işaret etmiştir.

2018 güncellemesi ile bağlantılı olarak ham petrol fiyatları varsayımı Temmuz Enflasyon Raporu’nda 50 ABD dolar seviyesinden 2017 yılı için 53 ABD dolarına, 2018 yılı için ise 56 ABD dolarına yükseltilmiş durumda.

TCMB Başkanının konuşmasını, hepimizin bildiği sır olarak nitelememin bir diğer nedeni ise Ekim ayı Para Politikası Kurulu toplantı özetlerindeki makro görünüme ilişkin mesajların tekrar edilmesi. Sıkı duruşun kararlılıkla ve enflasyonun hedeflerle uyumlu hale gelinceye kadar sürdürüleceğinin altı çizildi. Bu vurgu önemli olmakla birlikte bunun önündeki en büyük engel de Hazine’nin 2018 yılı Finansman Programı.

Nitekim finansman programına baktığımızda, Hazine 2018 yılında 163,8 milyar TL borç servisi gerçekleştirecek(2017*: 140,7 milyar TL). Bu miktarın 122,4 milyar TL'si iç piyasaya ödenecek (2017*: 100,1 milyar TL). Finansman tarafında, iç piyasalardan 134,3 milyar TL borçlanma planlanırken (2017*: 128,5 milyar TL), dış borçlanmanın ise aynı dönemde 9,9 milyar TL azalarak 23,9 milyar TL’ye gerilemesi öngörülüyor. Böylece 2017'de yüzde 128,4 olması öngörülen borç çevirme oranının, 2018'de yüzde 109,7'ye gerileyeceği tahmin ediliyor.

(*): projeksiyon P: Program T: Tahmin

İç borç çevirme oranının yükselmesinde bozulan mali görünümün etkili olduğunu söylemek gerekiyor. Hazine’nin tahvil piyasasındaki varlığının artması, tahvil faizleri üzerindeki baskıyı da beraberinde getiriyor.

2018’de borç çevirme oranı azalacak gibi görünse de ekonomik aktivitede bir yavaşlama olması durumunda maliye politikaları tekrar devreye gireceğinden kamunun borçlanma gereği artarak faiz üzerinde baskı oluşturabilir. Buna bir de gelişmiş ülke merkez bankalarının parasal sıkılaştırmaya gitme olasılığı, gelişmekte olan ülke ekonomileri, özelinde ise Türkiye’deki faizlerin mevcut seviyesini zorlayabilir.

***

Mezar taşındaki sırrı merak ediyorsunuz değil mi?

1970’e gelindiğinde, doksanlı yaşlarını sürmekte olan ve mezarlığın yakınlarındaki huzurevinde kalmakta olan bir kadın tarafından çözüldüğünü söyleyeyim, başka da bir sır vermeyeyim.


136 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör
bottom of page