top of page
Ara
Yazarın fotoğrafıAli Orhan Yalcinkaya

Artık büyüdün!


İlk, bayram harçlığı alamadığımda fark etmiştim. Biraz ufak tefek olsam bir iki sene daha, ya da bıyıklar terleyinceye kadar sürebilirdi belki. Sonuçta cüsseyle bir bağlantısı vardı sanırım. “Paşa çayı” içmek istemediğimi ilan ederken düşünecektim bunu. Hoş, öyle olmasa da illa ki bir şekilde hissettireceklerdi büyümekte olduğumu.

Çok çok sonra düşününce, bir film sahnesinden kopup gelmişçesine, anne ya da babamın beni karşılarına alarak “artık büyüdün, bazı şeyleri konuşmamızın zamanı geldi” türünden bir cümle kurmalarına yeğ tutmuşumdur farkındalığımın bu şekilde artmasının.

Muhtemelen “anlıyorsun değil mi?” diye sorduklarında, başımı aşağı yukarı sallayıp aslında hiçbir şey anlamamış olacaktım; çünkü konuşurlarken ellerini kullandıklarından bir noktada dikkatim sözcüklerden ellere kayacaktı. Arada ses tonunu yükselterek vurgu yapsalar; kaşlar ciddi bir şey anlatıldığındaki konumlarını alsa da bir noktada kesin kopacaktım. Hem bazen sözler daha can acıtıcı olabiliyordu; böylesi iyiydi.

Ama daha acısını ise bayram harçlığı alan değil veren olduğumda hissetmiştim.

***

Türkiye ekonomisi 2017 yılının üçüncü çeyreğinde yüzde 9,2 olan beklentinin ötesinde yüzde 11,1 büyürken, yıllık büyüme yüzde 6,5, 9 aylık dönemde ise yüzde 7,4 oldu. Yüzde 11,1’lik büyüme, üçüncü çeyrekte dünyanın en hızlı büyüyen ekonomi olduğumuzu söylüyor. Takvim etkisinden arındırılmış olarak büyüme yıllık yüzde 9,6 olurken, mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış büyüme ise yüzde 10,2 oldu. TÜİK 2017 ilk çeyrek GSYH büyümesini yüzde 5,2’den yüzde 5,3’e, ikinci çeyrek büyümesini ise yüzde 5,1’den yüzde 5,4’e revize etti.

Harcamalar yönünden önceki yılın aynı dönemine göre değişimlere baktığımızda ihracat yüzde 17,2, tüketim yüzde 11,7, sabit sermaye oluşumu yüzde 12,4 artarken; üretim yönünden aldığımızda hizmetlerin yüzde 20,7, inşaatın yüzde 18,7, sanayinin yüzde 14,8 ve tarım sektörünün yüzde 2,8 arttığı görülüyor. Tüketimdeki artışta dayanıklı mal harcamalarının yüzde 31,1 artış göstermesi etkili olduğunu ayrıca belirtmek gerekiyor.

Gelecek dönemlerin üretim kapasitesini belirleyen ve son dört çeyrektir azalan makine ve teçhizat yatırımlarının yüzde 15,3 artmış olması ise uzun dönemli büyüme performansına dair umut verici bir gelişme.

Büyümeye en kuvvetli katkı 7,0 yüzde puan ile özel tüketimden gelirken onu 3,6 yüzde puan ile yatırımların takip etti. Net ihracatın büyümeye katkısı ise 0,3 yüzde puan olurken devlet harcamalarının ve stok değişiminin katkısı sırasıyla 0,3 ve -0,2 yüzde puan oldu.

Bu rakamları görünce, “artık büyüdün Türkiye, bazı şeyleri konuşmamızın zamanı geldi” türünden bir cümle kurma ihtiyacı hissettim.

Bir kere bu kuvvetli sıçramanın arkasında 15 Temmuz darbe girişimi nedeniyle geçtiğimiz yılın üçüncü çeyreğinde binde 8 daralmanın sebep olduğu baz etkisi var. Ayrıca, bu yılın yüksek büyüme hızı, gelecek yılın üçüncü çeyreğine bu kez negatif baz etkisi olarak yansıyacak. Bir başka ifadeyle büyüme hızının düşük kalmasına neden olacak.

Mart ayından sonra ivmelenen Kredi Garanti Fonu (KGF) kapsamındaki kredi kullandırımlarının tıpkı ikinci çeyrekte olduğu gibi üçüncü çeyrekte de yatırım harcamaları üzerinde olumlu etkisinin sürdüğünü izledik.

Böylesi bir büyüme rakamı, cari işlemler açığı ile birlikte yürüyor. Açığın GSYH’ya oranı yüzde 3,8’den yüzde 4,8’e yükseldi. Üstelik bu tablo Euro Bölgesi toparlanıp ihracat artarken ortaya çıkıyor. Ekonomi büyürken bütçe açığı da büyüdü. 2016 yılında bütçe açığının GSYH’ya oranı yüzde 1,1 iken 2017 yılında bunun yüzde 2’ye çıkacağı öngörülüyor. Bunda vergi indirimlerinin ve sosyal güvenlik prim ödemelerinin ertelenmesini etkili oldu. Dolayısıyla büyümeye eşlik eden nur topu gibi ikiz açıklarımız, cari açık ve bütçe açığı oldu.

Bir şey daha oldu bu arada: “Büyümeye en kuvvetli katkı 7,0 yüzde puan ile özel tüketimden geldi” derken, enflasyonun da yüzde 12,98’e yükseldiğini gördük Kasım’da. Bu seviye aynı zamanda 2003 yılı bazlı serinin en yüksek gerçekleşmesi. Böylece yılı, son Enflasyon Raporunda yüzde 9,8 olarak yukarı yönlü revize edilen verinin üzerinde ve çift hanelerde kapatacağımız da netleşmiş oldu.

Dördüncü çeyreğe yönelik öncü veriler, bir miktar hızı kesilecek olsa da 2017 yılında büyümenin yüzde 6'nın üzerinde olacağına işaret ederken; üstelik üçüncü çeyrekte çift haneli büyüme yakalanmış ve enflasyon bu düzeydeyken, TCMB Para Politikası Kurulundan Geç Likidite Penceresi (GLP) faizinde 50 baz puan artışla faizin yüzde 12,75’e çekilmesi kararı çıktı. Beklentilerden daha düşük bir “sıkılaşma” yapılarak TL’de değer kaybına neden olan bir hamle yapıldığı gibi ayağa kadar gelen fırsat da tepilmiş oldu.

Ve son olarak önümüzde, FED’in başlattığı ve gelecek yılda devamını getireceği, diğer merkez bankalarının da buna katılacağı bir faiz artırımı süreci var.

Yani...

Artık büyüdün Türkiye, anlıyorsun değil mi? Bütün bunların üstesinden, büyümeden fedakârlık etmeden nasıl gelinecek?

Güzel bir hafta dileklerimle.


22 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör
bottom of page