İlk bakışta iki farklı renkte iki farklı çiçek gibi görünse de aslında aynı çiçeğe bakıyorsunuz aşağıdaki fotoğrafta.
Şöyle bir farkla ki, soldaki çiçeği bizler görürken, sağdakini arılar görüyor… Çiçeklerdeki renkleri biz insanlardan farklı görüyor arılar; çünkü morötesi (UV) dalgalarına oldukça hassaslar. Kırmızı rengi seçemiyorlar örneğin; ama mavi ile yeşil renklerini ve tonlarını ayırt edebiliyorlar.
İnsan gözünün algılayabileceği dalga boyu cisimlere yansıdığında gözümüz algılıyor ve görmeye başlıyoruz. Arılar ise kızılötesi ve morötesi ışınların varlığında görebiliyorlar. Diğer bir ifadeyle arılar için ortam aydınlıkken, bizler kızılötesi ve morötesi ışınların varlığında göremiyoruz, yani karanlıktır bizim için her şey.
2000 yılından beri her yıl, o yılın kültür iklimini yansıtan bir renk seçen Pantone Renk Enstitüsü 2017 yılının rengini Greenery yani “Yeşillik” olarak ilan etmişti. Hatta bunun için “Yalnız Benim İçin Bak Yeşil Yeşil” diye yazmıştım. 2018’in rengi olarak ise morötesi ya da katalogdaki kodu ile Pantone 18-3838 belirlendi. Pantone, Twitter hesabından bunu duyurduğunda ilk cevap verenin, uzayı bu renk dalga boyunda fotoğrafladığını söyleyen NASA‘nın olması ise güzel bir hoşluktu.
Her ne kadar yılın son yazısını yazmak niyetiyle oturmuş olsam da yazının başına, gelmekte olan yıl Morötesi başlığı altında iki yazıyı hak ediyor.
Öngörülemeyenin, değişkenliğin çok fazla olacağı bir yılın bizi beklediğini düşünüyorum. Güneş ve benzeri yıldızların oluşumunun ancak morötesi ışıkta yakalanan görüntülerle izlemenin mümkün olduğunu söyleyen NASA gibi teleskopları çevirip gözlemlememiz gereken uçsuz bucaksız bir ufuk var önümüzde. Bu dalga boyundan bakmamız gerekecek 2018’e.
Birbirine taban tabana zıt iki rengin, mavinin sükûneti ile kırmızının enerjisinin bir araya gelerek oluşturduğu morötesi gibi bir yıl bizi bekliyor. Gizemiyle, görünen gerçekliğin ötesindekileriyle…
Güzel bir hafta dileklerimle.