Geçtiğimiz hafta sosyal medyada, “10 years challenge - 10 yıllık meydan okuma” etiketiyle insanların zaman tüneline girip çıktığını gördük. Hafif nostalji rüzgarları estirse de daha çok yüz tanıma algoritması ile ilgili geliştirilmek istenen teknolojiye yardımcı olacağı ile ilgili komplo teorileriyle konuşuldu bu akım.
Konunun komplo teorileri kısmı bir yana, hakikaten çok eğlenceli paylaşımlar oldu. En çok sevdiklerimden biri, kendimle ilgili son 10 yıldaki değişimi de anlatan şu görseldi:
Paylaşılan fotoğraflara bakarken, Cahit Sıtkı Tarancı’nın “Yaşam yolumuzun ortasında karanlık bir ormanda buldum kendimi, çünkü doğru yol yitmişti” diyerek başlayan Dante’nin İlahi Komedya’sından ilham alarak yazdığı Otuz Beş Yaş şiirinden şu satırlar düştü aklıma:
“Zamanla nasıl değişiyor insan!
Hangi resmime baksam ben değilim:
Nerde o günler, o şevk, o heyecan?
Bu güler yüzlü adam ben değilim;
Yalandır kaygısız olduğum yalan.”
***
Peki, aynı şeyi Türkiye ekonomisi için yaptığımızda neler göreceğiz?
Çok fazla söze boğmadan 10 yıllık bir zaman diliminde nereden nereye geldik diye bir bakalım isterseniz Cahit Sıtkı Tarancı’nın mısraları eşliğinde.
“Zamanla nasıl değişiyor insan!”
“Hangi resmime baksam ben değilim:”
“Nerde o günler, o şevk, o heyecan?”
“Yalandır kaygısız olduğum yalan.”
Güzel bir hafta dileklerimle.