“Bu bahçeye de hep böyle zamanlarımda gelirim.” diyerek boş sıralardan birine oturup düşünmeye başlar Orhan Veli. Bereket versin cıgarası vardır. O da olmasa felakettir. Şöyle anlatır [1]:
“İşsizlik kötü şey vesselam. İşsizliğin kötü olduğunu da yalnız aç kaldığım zamanlar, düşünüyorum. Can sıkıntısından, bunaldığım sıralarda da düşünsem ya. Olmuyor.”
***
Eylül-Ekim-Kasım dönemini kapsayan Ekim ayı istihdam verilerine göre işsizlik arındırılmamış veride bir önceki aya göre değişim göstermedi ve yüzde 12.7’de yatay seyretti. Mevsimsellikten arındırılmış veride ise 10 baz puan yükselerek yüzde 12.9 oldu. İstihdam oranı yüzde 43.6’ya, işgücüne katılma oranı ise yüzde 50.0’ye geriledi. Geçtiğimiz yılın aynı döneminde arındırılmış ve arındırılmamalı veride işsizlik oranı sırasıyla yüzde 13.4 ve yüzde 13.5 düzeyindeydi.
Daha önce birkaç kez yazmıştım, işgücü istatistiklerinde şöyle “mucizevi” bir durum söz konusu:
Örneğin geçtiğimiz bir yıl içerisinde nüfus 1 milyon 179 bin kişi artmasına karşılık işgücü bu düzeyde artmadığı gibi tam tersine 1 milyon 288 bin kişi azalmış bulunuyor. Çalışma çağındaki nüfus artıyor, işgücüne katılım oranı düşüyor! Herkese Mısır’daki dedesinden miras kalmış olmalı bu dönemde, öyle ya bunun başka mantıklı bir açıklaması yok. Bir de pandemi sürecinde işten çıkarma yasaklarının devam etmesini de bu tabloya eklediğimizde Türkiye’de resmi işsizlik rakamları haliyle “mucizevi” bir şekilde geriliyor ya da bu ayda olduğu gibi yatay seyrediyor.
Ekim itibariyle -dar tanımlı- 4 milyon 5 bin işsizimiz var. Buna iş bulma ümidi olmayan ve iş aramayıp çalışmaya hazır olan 4 milyon 348 bin kişi dahil edildiğinde -geniş tanımlı- işsiz sayısı 8 milyon 353 bin kişiye, işsizlik oranı yüzde 23.3’e yükselmektedir. Bu rakama zamana bağlı eksik ve yetersiz istihdamdaki 2 milyon 78 bin kişiyi de eklediğimizde -en geniş tanımlı- işsiz sayısı 10 milyon 513 bin kişiye, işsizlik oranı yüzde 29.3’e yükselmektedir.
Ekim döneminde herhangi bir sosyal güvenlik kuruluşuna bağlı olmadan çalışanların sayısı 8 milyon 519 bin kişi, bu rakamın toplam çalışanlar içindeki payını gösteren kayıt dışı çalışanların oranı ise yüzde 31.0 oldu.
Ve en düşündürücüsü: Geçtiğimiz ay son 22 ayın en düşük düzeyine gerileyen genç nüfustaki işsizlik oranı Ekim’de yüzde 24.9’a yükseldi. Bir başka ifadeyle her 4 gençten 1’i işsiz. İşte o gençlerden biri şöyle yazmış:
“O kadar uzun zamandır işsizim ki en son maaşımı hatırlamıyorum.”
Sonuç olarak TÜİK mucizeleri devam ediyor ancak işsizlikte durum vahim.
İşsizlik kötü şey vesselam.
[1] Orhan Veli’nin 1949 yılında Yaprak Dergisi’nde “İşsizlik” başlığıyla yayımlanan hikayesinden.
Comments