top of page
Ara
Yazarın fotoğrafıAli Orhan Yalcinkaya

Suyum Dökülmesin…

Rene Magritte’nin 1958 tarihli “Hegel’in Tatili” tablosunda yarısından biraz fazlası su ile doldurulmuş bir bardak şemsiyenin üzerinde resmedilmiştir.

Resmi ilk gördüğümde aklıma deli sorular üşüşmüştü: O bardağın orada ne işi var? Şemsiyeyi kim tutuyor? Bardağın duruşuna bakacak olursan suyun dökülmesi pek mümkün görünmüyor, o zaman şemsiyeye ne gerek var? Madem su dökülmeyecek, şemsiye neden açık?


İster istemez “sanatçı burada benim algımla” oynuyor hissine kapılmış ve mevzu “suyum dökülmesin, şemsiyem açılmasın” değilmiş diye düşünmüştüm.


***


IMF’nin dün yayımladığı Dünya Ekonomik Görünüm raporunu, bir gün önce açıklanan Türkiye ekonomisine ilişkin 4. Madde konsültasyonu kapsamındaki rutin gözden geçirmenin öncü bulguları ile beraber okurken “algımla mı oynanıyor?” diye sormadan edemedim.


IMF, küresel ekonomi için 2020 yılı daralma tahminini Ekim ayında açıklamış olduğu %4,4 düzeyinden % 3,5’e indirirken, 2021 büyüme beklentisini %5,2’den %5,5’e yükseltti, 2022 yılı için ise %4,2 büyüme tahminini korudu.

IMF, Ekim raporunda 2020 yılında Türkiye ekonomisi için %5 daralma yönünde olan tahminini %1,2 büyümeye, 2021 büyüme tahminini ise %5’ten %6'ya çıkarırken, 2022 için daha düşük bir patikada %3,5 büyüme tahmininde bulundu.


IMF’nin Türkiye için 2020 yılı beklentisinden son çeyrekte büyümenin %3-3.2 bandında olacağını öngördüğü anlaşılıyor. Öncü göstergeler ise bunun çok üzerinde %5’e yaklaşan bir büyüme görebileceğimizi düşündürüyor. Bu durumda 2020 yılında büyüme %1,7 olacak.


2021 yılının tamamı için şöyle basit bir matematik yürütelim: Çeyreklik büyümenin hiç değişmeyip mevsim ve takvim etkisinden arındırılmış olarak %1,5 düzeyinde korunacağı varsayımı altında bu yıl büyümenin IMF’nin öngördüğüne benzer şekilde %6 olacağını söyleyebiliriz. Bunun içinde 2020 yılında pandeminin neden olduğu baz etkisi de bulunuyor.


Geçtiğimiz yıldaki kredi ivmesinden eser yok şu anda, üstüne bir de TCMB’nin “sıkı para politikası” söz konusu. Döviz rezervlerinin düşüklüğü ve yüksek dış finansman ihtiyacı nedeniyle yurtiçinden ve yurtdışından gelecek şoklara karşı savunmasız oluşumuz ise cabası. Dolayısıyla ekonominin bunun daha altında %4-5 bandında büyüyeceğini düşünüyorum.


Asıl düşündürücü olan ise IMF’nin 2022 yılı için öngördüğü %3,5’luk büyüme öngörüsü ve bunun yeni bir büyüme patikasına işaret edip etmediği.


Farklı rakamlar bulunmakla birlikte Türkiye’nin potansiyel büyümesi için %5 komşuluğunda tahminlerde bulunuluyor. IMF raporu yeni bir durumu haber veriyorsa o zaman bardaktaki su dökülmekle kalmaz şemsiye açık olmasına rağmen bir de ıslanırız.

170 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comments


bottom of page