top of page
Ara
  • Yazarın fotoÄŸrafıAli Orhan Yalcinkaya

mojito


iki hafta önce bir arkadaşım "hafta sonu hürriyet'te bacardi'yi tanıtan bir yazı vardı gördün mü?" dedi.

ilk başta anlamadım. soran gözlerle baktığımı görünce sırıtmaya başladı ve bende şafak o zaman attı:

"şaka yapıyorsun herhalde! ciddi olamazsın!" dedim. bilgisayarın başına oturup googling yapınca gördüm doğru söylediğini.

ve o gün bir kez daha anladım hürriyet gazetesinden neden nefret ettiğimi.

sonra şunu yazdım arkadaşıma:

çocukluğumdan hatırladığım ne bizim ne anneannemlerin evine hürriyet gazetesinin girdiğiydi; milliyet gazetesiyle büyüdük biz. abdi ipekçi vurulduğunda bir köşede sessiz sessiz ağlayacak kadar gazeteyi ve yazarlarını sahiplenen büyüklerimiz arasındaydık.

üniversite öğrenciliğimizde cumhuriyet vardı elimizde. uğur mumcu öldürüldüğünde tıpkı o büyüklerimin ipekçi'nin arkasından ağladığı gibi ağladık ve arkasından yürüdük yağmurlu ankara sokaklarında. askerlik öncesi yeni yüzyıl, evlilik sonrası radikal oldu evimizin gazetesi. çok çok sonra pazar günleri alır olduk hürriyeti ama hep eğreti durdu elimizde.

naz doğduktan sonra bizimle altı sene kalacak bakıcımızın isteğiyle sürekli almak durumunda kaldık ve o gidince hemen bıraktık. kısa bir süre habertürk okumuşluğumuz olsa da kürkçü dükkanına, milliyet'e döndük.

şimdi bu kadar lafı neden anlattığıma gelince:

ne kadar doğru bir karar verdiğimizi bir kez daha anladım bacardi ile ilgili yazıyı okuyunca.

sonuçta gazete dediğimiz şey evimize giren, evin sakinleri tarafından okunan bir bilgilenme aracı. çoluğumun çocuğumun eline alıp da pavyon adabını öğreten, güzellemesi yapan bir gazete benim gözümde paçavradan başka birşey değildir.

4 gün sonra o paçavrada ve diğer gazetelerde mekanın polis baskınına uğradığını anlatan bir üçüncü sayfa haberini görünce bacardi ile hazırlanmış bir mojitoyu içerken yaşadığım ferahlık kapladı içimi.

6 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör
bottom of page