Çinliler, birine beddua etmek istediklerinde “İlginç zamanlarda yaşayasın!” dermiş. Binlerce yıllık içine kapalı bir medeniyete sahip olarak geleneklerinin sürekliliğini sağlayan insanlar için her şeyin değiştiği, hakikatin göreceleştiği dönem olsa gerek tuhaf zamanlar…
Güne yeni bir ilginçlikle başlamak sıradan artık bu topraklarda. Ferhan Şensoy’un dediği gibi memleket öyle bir hale geldi ki “Her gün, ulan bugün ne olacak acaba, diye kalkıyoruz; bu kadar da olmaz ki canım, deyip yatıyoruz.”
Merkez Bankasının (MB) 200 baz puanlık artırımı sonrası ne düşündüğümü soran bir dostuma “Banka yapması gerekeni fazlasıyla yaptı, artık bundan sonrası siyasete ve diplomasiye kaldı” demiştim.
Siyaset gereğini yaptı ve MB başkanını görevden aldı. Yaptıkları ile piyasaların takdirini toplayan Naci Ağbal mutluluktan olsa gerek “Bugün itibariyle görevden alınmam nedeniyle de şükranlarımı arz ediyorum.” diyen ilginç bir tweet attı.
İnsan ister istemez, 7 Kasım 2020’den 20 Mart 2021’e kadar geçen 132 günde adama ne yapmış olabilirler, diye düşünmeden edemiyor. Acaba makam odası 130 milyar dolar rezervin satılıp tüketildiği bankanın boş kasasına mı nazırdı?
Bu noktadan sonra söylenecek şey Merkez Bankasının önceliği artık enflasyon (fiyat istikrarı) değil "başkan enflasyonu" (başkan istikrarı) olmalı.
***
Resmi Gazetede, ekonomiyi yakından ilgilendiren tek ilginç karar MB Başkanının görevden alınması değildi.
Meclis’teki konuşmalardan gönülsüz olduğunu öğrendiğimiz, yurt dışından finanse edilmesi planlanan yap-işlet-devret projelerinin (örnek: Kanal İstanbul) borç üstlenim anlaşmalarından Hazine bypass edilerek yerine Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı taraf oldu. Böylece ikinci bir hazinemiz daha olduğunu öğrenmiş olduk.
Oysa daha bir hafta önce açıklanan reform paketinde “harcama disiplininin sağlanacağı” söyleniyordu.
Son olarak kadın cinayetlerinin, kadına şiddetin arttığı ortamda İstanbul Sözleşmesi’nden çıkıldığını öğrendik.
Ne diyelim, sağlam bedduaymış. Yaşayacağımız daha ne ilginçlikler olacak bakalım.