top of page
Ara
  • Yazarın fotoÄŸrafıAli Orhan Yalcinkaya

son usta da gitti


ilk, sabahları tıraş olan babamdan duymuştum o türküleri. "yaktın beni yaktın beni, yanıyorum yanıyorum hele. mayıl oldum gonca güle, acem şalı ince bele" diye. sonra da annemin yemek yaparken mutfakta çalan radyosundan. "ne güzel yaratmış yar yar seni yaradan, istemem esmesin yar yar yeller incinir"... artık çok uzaklarda kalmış bir zaman diliminden mirastı onlar.

üniversitede "o yar zülfünü tarar da, gönül dengini arar. bu dünyada sevmeyen de, ahrette neye yarar" diye tutturmuştum. delikanlıydım "tatli dillim güler yüzlüm ey ceylan gözlüm, gönlüm hep seni arıyor neredesin sen?" diyordum. sevmeye açtım "dünyada yardan datlı var m'ola var m'ola var m'ola, sallanı sallanı gelen yar m'ola yar m'ola yar m'ola" diye dolanıp duruyordum. sonra elim ekmek tuttu, karımı tanıdım "kalpten kalbe bir yol vardır görülmez, gönülden gönüle gider" olduğunu anladım, "evvelim sen oldun, ahirim sensin" diyerek evlendim. yani hayatımın her dönemine uygun bir şeyler söylemiştin.

şimdi düşünüyorum da hiçbir konserine gidememiş olmak içimde ukte kaldı. bir de bu yaz "ah yalan dünya" dinlerken döktüğüm yaşlara eklenen bugünküler...

"ne yemek ne içmek ne tadım kaldı, garip bülbül gibi feryadın kaldı" be usta...

5 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör
bottom of page