Atlas Okyanusu’nu ilk kez geçmekte olan bir transatlantiğin kaptanı tüm yolcuların güverteye toplanmasını ister. Eline megafonu alıp şöyle seslenir toplanan kalabalığa:
- Size bir iyi bir de kötü haberim var. Hangisini önce söylememi istersiniz?
Yolcular tereddütsüz,
- Önce iyi olanı söyleyin, der.
Bunun üzerine kaptan şöyle devam eder.
- 13 dalda Oscar kazanacağız.
***
Ben tersinin yapıp ilk önce kötü haberi vererek başlayayım.
Cari açık genişlemeye devam ediyor. Detaylarına baktığımızda durum şöyle:
Ekim ayında Cari İşlemler Dengesi 1,7 milyar dolar açık verdi. Geçen yılın aynı ayında açık 343 milyon dolar düzeyindeydi. Böylece 12 aylık birikimli cari açık 32,4 milyar dolardan 33,8 milyar dolara yükselmiş oldu. Altın ve enerji hariç açık ise birikimli olarak bakıldığında 10,9 milyar dolardan 12,0 milyar dolara yükselmiş bulunmakta. Ekim ayı cari açık beklentisi ise 1,8 milyar dolar düzeyindeydi. Orta Vadeli Plan’da 2016 yılında cari işlemler dengesi 28,6 milyar dolar açıktan 31,6 milyar dolara revize edilmişti.
Geçen yıl Ekim ayında 2,5 milyar dolar olan dış ticaret açığı %13 artarak 2,8 milyar dolar olurken; 2,7 milyar dolar fazla veren hizmetler dengesinin %34 azalışla 1,8 milyar dolara gerilemiş olması cari açıktaki genişlemeye etki eden faktör olarak karşımıza çıkmakta. Yatırım gelir gider dengesinden oluşan Birincil Gelir Dengesi Yatırımları ise geçen yılın aynı döneminde 634 milyon dolar düzeyindeyken bu yıl %22 artarak 771 milyon dolar açığa yükselmiş bulunmakta. Açığın finansmanına baktığımızda geçen yıl Ocak-Ekim döneminde Net Hata Noksan kaleminde giriş 11,3 milyar dolarken bu yılın aynı döneminde girişin 6,5 milyar ile sınırlı kaldığını görmekteyiz. Ekim ayında Net Hata Noksan kalemi geçen yıl 1,1 milyar dolar çıkışa işaret ederken bu yılın aynı döneminde 1,3 milyar dolar giriş gerçekleşmiş bulunmakta. Bunun etkisini de resmi rezervlerde 2,9 milyar dolar artış olarak görmekteyiz.

Portföy yatırımlarına baktığımızda geçen yılın aynı döneminde 170 milyon dolar çıkış olurken bu yıl 2,0 milyar dolar giriş gerçekleşmiş bulunmakta. Bunun 471 milyon doları hisse senetlerine, 268 milyon doları Devlet İç Borçlanma Senetlerinde ve 11 milyon doları özel sektörün ihraç ettiği tahvillere girmiş bulunmakta. Doğrudan yatırımlar kaleminde geçen yılın Ekim ayında 10,3 milyar dolar giriş gerçekleşmişken bu yılın aynı döneminde 5,6 milyar dolarlık giriş söz konusu.
İhracat ve ithalat verileri altın etkisi dışarıda bırakılarak değerlendirildiğinde Ekim 2015’te 478 milyon dolar ihracat olurken bu yılın aynı döneminde tersine 210 milyon dolar ithalata dönmüş bulunmakta. Geçen yıl cari açığın azalmasında 3,9 milyar dolar katkı yapan altın dış ticaret dengesi bu yıl birikimli olarak bakıldığında 2,4 milyar dolarlık katkı sağlamış görünüyor.
Turizm gelirleri ise %27 gerileyerek 2,3 milyar dolardan 1,7 milyar dolara düşmüş durumda. Birikimli olarak baktığımızda ise turizm gelirleri %33 azalışla 14,1 milyar dolara gerilemiş vaziyette.
***
Şimdi sıra iyi habere geldi.
Evet cari açık genişliyor ama Cari Açık/GSYH oranı küçülüyor.
Nasıl mı? Hemen anlatayım o halde.
Türkiye ekonomisi 3. Çeyrekte %1,8 daraldı, beklentiler %0,5 daralacağı yönündeydi. Böylece 2009 küresel krizin ardından Türkiye ekonomisi 27 çeyrek sonra ilk defa daralmış oldu. İktisadi faaliyet kollarına göre zincirlenmiş hacim endeksi değişim oranlarına baktığımızda tarım sektörü geçen yılın aynı çeyreğine göre %7,7, sanayi sektörü %1,4, hizmetler sektörü %8,4 daralmış bulunmakta. İnşaat sektörü %1,4, bilgi ve iletişim %2, gayrimenkul faaliyetleri ise %3,7 büyümüş durumda. Önceki çeyreklerde büyümeye önemli destek veren finansal faaliyetler eksiye dönerek %1,7 daralmış vaziyette.
Harcama yöntemiyle zincirlenmiş hacim endeksi değişim oranlarına baktığımızda hanehalkı tüketim harcamaları %3,2, sabit sermaye oluşumu %0,6, mal ve hizmet ihracatı %7 azalırken kamunun nihai tüketim harcamaları %23,8 ve ithalatın ise %4,3 arttığını görmekteyiz. Net dış talep büyümeyi aşağı çekerken iç talepteki daralmayı güçlü kamu harcamaları sınırlamış vaziyette.

Yukarıdaki tabloda dikkatinizi çekmek istediğim diğer nokta ise harcama tarafında sabit sermaye oluşumunda kamu ve özel ayrımının kaldırılmış olması, ki bu durum özel sektörün davranışlarını gözlemlememize engel.
Dün yeni serideki değişikliklerden bahsetmiştim hatırlarsanız. Bunun yansımaları ne şekilde oldu diye baktığımızda ilk söylememiz gereken şey baz yılı 1998’den 2009’a değişti. 2015 yılı büyümesi %4’ten %6,1’e yükseldi. Böylece 1,953 milyar TL (720 milyar dolar) olan GSYH rakamı 2,338 milyar TL’ye (861 milyar dolar); 9,257 dolar olan kişi başı gelirimiz de 11,014 dolara yükselmiş oldu. 2016’nın ilk yarısında %3,9 olan büyüme oranı %4,5’a gelirken ilk dokuz ay itibariyle büyüme %2,2 oldu. 1999-2015 arası ortalama büyüme de %3,8’den %4,8'e yükselmiş oldu.

Bu revizyon sonrası milli gelirdeki yükseliş, Cari Açık/GSYH ve Bütçe Açığı/GSYH gibi rasyoları düşürücü yönde etki edecek.
***
Titanik’in kaptanı gibi iyimser olmak lazım hayatta.
“Size bir kötü bir de daha kötü haberim var” da diyebilirdi.