“Bu burçlar falan var ya astroloji yani, prensip olarak çok saçma bir defa. İnsanın kişiliğini doğum tarihinden anlayamazsın. Hele geleceğini tahmin etmek, doğum tarihiyle olacak şey değil o. O nasıl olur ancak biliyor musun? Doğum yeriyle. İnsanın geleceğini de kişiliğini de doğum yeri belirler. Esasında bu burçları doğum yerine göre ayarlamaları lazım…
Bak, insanın doğum yerine göre kehanette bulunsalar mesela onu anlarım. Sonuçta Trablus'ta, Peşaver'de ya da Angola'nın herhangi bir köyünde doğmuş bir çocuğun hayatının neye benzeyeceğini tahmin etmek zor değil. Eh… Toronto'da, Oslo'da, Tokyo'da doğmuş da az buçuk ne olacağı belli. Bizim Anadolu insanı bunu bilir mesela. Onun için de yeni tanıştığı bir kişiye “burcun ne?” diye sormaz, “memleket nere?” diye sorar.”
Haluk Bilginer’in performansıyla 47. Uluslararası Emmy Ödülleri’nde En İyi Erkek Oyuncu Ödülü’nü aldığı Şahsiyet dizisinden bu tirat.
Muhabbete yeni kapılar açan bir sorudur “memleket nere?”. Şu günlerde onun kadar sihirli bir başka soru daha var:
“N’olacak bu ekonominin hali?”
***
2 Aralık tarihinde açıklanacak üçüncü çeyreğe ilişkin büyüme rakamları öncesi açıklanan veriler ışığında ekonominin halinin n’olacağına bakalım biz de.
Bu yılın ilk çeyreğinde büyümeyi 2,9 yüzde puan aşağıya çeken özel tüketimin, ikinci çeyreğe gelindiğinde 0,6 yüzde puan aşağıya çekti. Üçüncü çeyrekte nasıl bir veriyle karşılaşacağımızı öngörmek için Perakende Satış Hacmi Endeksi iyi bir gösterge. İlk çeyrekte yıllık bazda yüzde 4,8 daralan endeks ikinci çeyrekte yüzde 3,5 daralma gösterse de toparlanmanın ilk sinyallerini vermişti. Üçüncü çeyreğe gelindiğinde endeks yüzde 1,7 daralsa da toparlanmanın sürdüğü görülüyor. Dolayısıyla üç çeyrek sonra özel tüketimden büyümeye ilk kez pozitif katkı geleceğini görebiliriz.
Yatırım harcamalarının da büyümeyi olumsuz etkileyeceğini söyleyebiliriz. Sanayi üretim verisinin alt endekslerinden sermaye malı üretim endeksi, GSYH yatırım harcamaları açısından öncü gösterge niteliğinde. Bir önceki çeyrekte yüzde 4,5 daralan sermaye malı üretiminin 3. çeyrekte pozitif bölgeye geçerek yıllıkta yüzde 3,4 arttığı görülüyor. Bu da sabit sermaye yatırım harcamalarının yıllık büyümeye katkısının negatif olacağını düşündürüyor.
Geçtiğimiz yılın son çeyreğinde 8,4, bu yılın ilk ve ikinci çeyreğinde sırasıyla 9,4 ve 5,7 yüzde puan olumlu katkı veren “Net İhracatın” ise üçüncü çeyrekte katkısının azalarak devam edeceğini ve bunun 0,5 yüzde puan civarında olabileceğini hesaplamaktayım.
Son olarak sanayi üretim verisi üçüncü çeyrekte bir önceki yılın aynı çeyreğine göre yüzde 0,8 artışa işaret etmişti. Mevsimsel etkilerden arındırılmış büyümenin yüzde 1,5-2,0 aralığında gerçekleşeceği anlaşılıyor.
Ilımlı üretim temposu, azalıyor olsa da net ihracattan gelecek pozitif katkıyla beraber değerlendirdiğimizde üçüncü çeyrekte büyümenin tekrar pozitif bölgeye geçeceği görülüyor.
***
“N’olacak bu ekonominin hali?” diye ne zaman sorulacak olsa şu hikâyeyi anımsayıp gülerim:
Einstein, yüksek lisans öğrencilerinin sınavını yönetirken, asistanı telaşla yanına yaklaşıp “Sayın profesör bir sorunumuz var.” deyince Einstein, “Nedir?” diye sorar. Asistan, sesini alçaltıp fısıldayarak “Sorularımız geçen yılın aynısı...”
“Hayır” der ünlü bilim adamı, “Sorular aynı ama doğru cevaplar değişti.”